KİME PAZARLADINIZ TEBESSÜMLERİMİZİ
KİME PAZARLADINIZ TEBESSÜMLERİMİZİ
Yitik kent’in hüzünlü çocuklarıydık biz Buruktu dudakta tebessümlerimiz Ayrıştırmalara kapılar aralar Birimiz Kürt Diğerimiz Türk Öteki Çerkez olurdu Masumca minicik yüreklerimizde Birgün Ansızın çıkageldi ergenlik Rüzgârırına kapılarak düşlerimizin Düşe kalka savrulduk bilinmezliklere Cehaletten Yoksulluktan yorgun yüreklerimiz Sinsi büyüsüne kapıldı karanlıkların Kimimiz aydınlıklarda boğulduk Neden, niçin öğretilmemişti Farkında bile olmadan Eceli koluna takarak Kapıya gelmişti ayrılık Olmuştuk birimiz özgürlük savaşçısı Diğerimize denmişti Mehmetçik Neydi bütün bu yaşananların gerekçesi Kimdi kini, öfkeyi beyinlerimize nakış nakış işleyen Erdemi, vefayı öğrenmeden Kimdi birlikte yediğimiz sofraya pisleyen Ne bir sevgilimiz oldu Ne de severek bekleyenimiz Dudaklarımızdan düşmeden sevgi sözcükleri Tutamadan bir sevgilinin elini Öpmüştük anlından eceli Bazen analar ağıtlar yakmış Bazen kuzusuna kınalar yakmış Boynu bükük gelinler zılgıtlar çekmişti Umursanmadan Dudaklardaki buruk tebessümler Bırakmıştı yerini kapalı kapılar ardındaki kirli pazarlıklara Ne güzeldi masumca ayrıştırmalarımız Küslüğümüz an meselesi Barışmalarımıza ne demeli Sarılır da şaka yaptım Şaka oğlum şaka Dönerdik kaldığımız yerden Buruk tebessümlerle oynamaya Şimdi kendini entelektüel sanan godoşların Ayrılık kusmakta lağım kokan nefesleri Ya ayrılık ya ayrılık söylemleriyle Kime yaltaklık yapıp Kime pazarladınız Dudaklarımızdan çaldığınız buruk tebessümleri Efkan ÖTGÜN |
Bize çocukken sorarlardı büyüyünce ne olacaksınız diye.
Mutlu olacağız diyemedik. YILMAZ GÜNEY