Kalp Ritüeli
Seni açacağım
kendi kilitlerimden gögsüm bembeyaz olacak bir kuş uçacak, gögün içerisine. Kendine gelen kanıyordu sonsuzluğun sancılarıyla üzerimde bir kimlik kimlik te bir belirtiş ekilen açıyordu benim onayımı almadan çiçekleri. Ayakkabılarıma sığmıyordum yürüdüm uzun tarlada onların mayını sormak istedi sonsuzluğu ne kadar tanıyorsun diye. kaç insanı tutan binalar duvarın örgüleri kaç alışkanlığa gecedir insanlar nereye gider her gün nereye doğar güneş deniz neyi anlatır kabararak kaç insanın yaşadığı sokaklar neyi düşünür çiçekler neyi açar sayılar bizi kaç kez sayar insanları nereye götürür sayılar gerçek bir sessizliğin durağanlıgında, kaç ölüm bekler yeniden dirilmeyi. Dalgın yüzlerim her biri yalnız bir bekleme odasına giriyorum dalıyorum kendi kendime hayalleri seriyorum yıldızlara yıldızlar sönük dalgın bir çocuğun öfkesiyle kırıklara bakıyorum ölürken çırpınmaktan bahsediyorum dalgın bakıyor kimbilir daha önce kaç kez battı denizin dibine kimbilir kaç kez rahatı kaçtı güneşinin açmadı kendini hiç. Akşama soralım kararlılık nasıl birşeydir komodinden atlıyorum uyumadan önce veriyorum ellerimi hiç öpülmemiş düşlerin ellerine. seni seviyorum bir sokak gürültüsüyle çalıyorum seni gecenin tellerinde seni seviyorum şımarık bir çocuk gürültüsüyle. Mavi dudakların öpünce denizi doğururum öpünce bir gemi beni alıp götürür senin ülkene. küçük bir oyuntudan veriyorum ellerimi hiç öpülmemiş düşlerin ellerine. Gün batacak değersiz bir cam gibi ışığa değerli aşk bakacak şaşkın giydirilen bir yangın gibi uslu uslu sonra çoşacak tüm evlerden duyulacak yangının sesi. Senin hüznünü sevdim her bahar açarken tersine ateş gibi kendini yakışını , saçlarına deliliği örüşünü, gözlerindeki mektupları , dudağındaki içli şarkıları sevdim. seni sevdim ben seninle tanıştığımızda hayali bir eve kapanıyoruz hayali çocuklar doğuruyoruz hayali isimlerle öpüyoruz onları bir dağ misali yalnız bir kaya misali sert çarptığında şimşek kopuyor yüreğimizin ağzında , hiç ekilmemiş çiçekler bizi oyalıyor güzellik konusunda... |