DİVANE….
DİVANE….
Kar yağıyor lapa lapa yüreğime, Ağustosun on beşinde… Dışarıda kor alevler, Bedenler boncuk boncuk terli, Bense üşüyorum yokluğunda. Meyhaneler dertli dolu, sokaklar ayyaş. Kiminin elinde bir mektup, kiminin gözünde bir yaş. Yağmur yağmuyor, sokaklar kupkuru. peki ama neden bedenim ıslak? Sensizliğe kapanırken gözlerim, Boş ver sen yine dosta selam söyle arkadaş. Dizlerim yorgun, Yollar hep mi rampa? Ellerim titrek, dudağımda bir şarkı. Mırıldanırken sevdanın adını, İnsanın canını sadece Azrail mi alır? Giden gider de, Geride ne kalır?… Üstüm perişan, yüreğim darmadağın… Elimde bir şişe, dudağımda name. Doldur boş kalmasın bu bade… Gece uzun, gönlüm karanlık… Bak bu bizim şarkımız, geçmişte kalan bir plak… Masanın bir ucunda ben, diğerinde sen. Yine mi karşı karşıyayız? Sokul yanıma üşüyorum. Bir ateş ver!. Hem yüreğimi, hem sigaramı, Hem de son kez bedenimi yak. Sabah mı oldu yine? Her yer karardı birden. Hesabı yaz meyhaneci, sana borçluyum. Ama bil ki Ben de alacaklıyım, Hem de davacıyım.... Gözlerimden, yüreğimden, kendimden. Tutukluyum, mahkûmum, esirim. Bir İnzibat, bir Jandarma, bir Polis çağır. Kavgalıyım sevgiliyle, seven yüreğimle... Gel sök yüreğimi de, Beni bu acıdan kurtar. Şenol Köksal 28.02.2015 |