Hüzün Resitali
Bizim çocukluğumuzda mutluluk ucuzdu
Yirmi beş kuruştu şehir gazozu misal Haber radyodan dinlenirdi cızırtılı Ama pür dikkat Sular berraktı alabildiğine Vefa ahde vefa yabancı değildi bu kadar Ninemizin verdiği akide şekerinin tadı çıkmazdı damağımızdan Uzun zaman Kış gecelerinde ocağımızda çıtır çıtır ateş yanar Etrafında toplanırdık maile Öyle yakındık ki birbirimize Aramıza giren ne televizyon ne akıllı telefon vardı Bire bir konuşur anlaşırdık dilimizle gönlümüzle Oyunlar oynardık birdirbir uzun eşek çelik çomak Topaç çevirirdik kaytanı parmağımıza bağlı Kavgalarımız bile kardeşçe idi az sonra barışırdık Saklambaçta sobelenirdik kovalamaca ile yarışırdık Yani ucuzdu mutluluk kolaydı Sevinmesek de vara yoğa Bu kadar yerinmezdik şunu bunu alamadık diye Böğürtlenleri çocuk ellerimizle kendimiz toplardık Elimiz yüzümüz boyanırdı mutlulukla Babamızın aldığı bayramlık ayakkabı başucumuzda yatardık Sabahı sabah bayramı bayram ederdi gözlerimiz Çamurdan arabalar yapardık çatlardı ellerimiz Kargıdan atlarımız koşardı hiç yorulmadan Bir de püfür püfür eserdi deniz yeli Kapatmamıştı sahili devasa beton yığınları Hasılı bizim çocukluğumuz güzeldi be hafız Pahalı oyuncaklarımız yoktu lâkin Kedimiz hanemizin içinde Köpeğimiz avluda Ne de güzel Sürtünürdü şefkatle çocuk hâlimize Annemizin ara öğünlerde Elimize tutuşturduğu çomacın tadı Yok hamburgerde Ama bunu kimse bilmiyor bizden başka Çomacın ne olduğunu da bilmiyorlar üstüne üstlük Cehalet midir bu yoksa sonradan görmelik mi? Koç Kahvesinin yerinde şimdi koca bir bina Deniz çok uzaklarda beton yığınlarının ardında Ne Naci emminin nefis çayları ne şehir gazozu var Oyuncaklar suni Mutluluk karaborsa Ne olur sanki yine şehir gazozu yirmi beş kuruş Denizimiz pırıl pırıl masmavi olsa. Ankara,28.02.2015 İ.K |