Ömrüm Asılı Kaldı Sonbahar Kahvesinde
Sensizlikle yağmalanırdı sığınaklarım
Düştüğüm yerde gözlerin yutardı beni Korkardım Keskin kirpiklerinde parçalanmaktan Gördüğüm tüm gölgeler Vampir gibi kuşatırdı etrafımı Bir sarmaşık gibi sarardı benliğin benliğimi Haykırışım nafile Ben olmuştum çoktan sen Hangi köşe gizlerdi izimi Benden önce gölgen düşerdi Gideceğim yerlere Gezdiğimiz tüm yerler Gezinirdi üstümde Ezilirdi kemiklerim Sürünürdüm . Süzülürdüm yanağının üstünde Islatırdım dudaklarını Ürperirdin titrerdin Tutardım yüreğini Tutmazdın ellerimi Gözlerine düştüğümde Kalkamazdım yerimden Yorulurdum Seninle boğuşmaktan. Pes ederdim ... Sonbahar mazeretiyle düşmüştün yüreğimden Sarı sarı yapraklara sarmıştın hasretleri Çekmiştin ciğerine Dökmüştün gözlerimi gözlerinin izinden Ayırmıştın beni can denilen nefesten Gitmiştin Tırtılın kozasından çıkması gibi Tanımıyordum seni Ben artık sen olmuştum Sen artık sen değildin Seni ne çok sevmişim Belki o yüzden ömrüm asılı kaldı Sonbahar kahvesinde... Ayfer Aydın Tekin |