BİR SEVDA SERGİSİ(1) Kelepir sevdalar… Issız bir adada, Altı ay bulunmuş. İşsiz dünyada, Gördüğüne dokunmuş. Düşünmezsen çekilir, Dikensiz nasılsa yolun. Sevmezsen idare edilir, Ucuz ve uzun. Yok tek taş masalları, Adayı doldurmuş çakıl taşları. (2) Afili sevdalar… Gösterişe uyanmış sevenler, Kaşık için başlamış kahvaltıda, Kıyaslar, kavgalar. Az demli çayın tabağında, Çekilmiş kınından kılıçlar. Kara, kızıl, mordan sonra, Pembe boyalarını sürmüşler kapıda, Tribüne oynayan yarım akıllar. (3) Yanık sevdalar… Gençmiş, körpeymiş, ilkmiş duygular, Mini bir terminalde, okulda, balkonda, İki bakış bir şeyi görmüş usulca, Titremiş dünya o anda, İki enkaz kalmış ardından. Yıllar söndürememiş, Zaman dindirememiş, Hicran bitirememiş, Vuslat yetmemiş, Hep sevmişler, Sadece sevmişler. (4) Karma sevdalar… Felsefesi bile varmış sevdanın, Mühim olan hayat gerisi angarya… Günü gün etmek marifet, Dinginliğe ulaşmak nirvana… Kahır, göz yaşı, alternatifsiz sevmeler, Gerisinde kalmış coğrafyanın. Hendeseye merak salmış uçmuş kafalar, Öklit’e rahmet okutmuş ince hesaplar. (5) Dönüşümsüz sevdalar… Yürek atlasında bu mayının Döşenmesi bir kaç ömür almış En geniş kapısında bast-ı zamanın Çevreci ve uhrevi harflerle Kısa bir not basılmış Gözlerine bir ceylanın “Masiva bileşimlerle lütfen kullanmayın.” Naz ÇAKIR |