Miş-muş
Kurutulmuş bir gül var kitabımın arasında
Unutulmuş... Ya sevdaya kilit vurmuş bu kalp yada Uyutulmuş... Kor gibi hasret; yanmış, yakmış, tutuşmuş.... Sanki sen dünyamdın, dünya gözlerinde durmuş... Kaçıncı gidişin? bu son hoş geldin diyişim. artık kelimeler susmuş... Ya gitmeyi, ya kalmayı öğren; cehalet kişiliğini yutmuş... Sorsam seviyorum dersin; yalan ne menem bir huymuş... Sadakat, sevgi yemeğine atılan tuzmuş... Yarınlar düne hasret; dün, yarınları soğutmuş... Beyaz kefene sarılan ölüye, kara haber deniliyormuş... Unutan sen. uyutan sen. Uğurlayan ben. Gittin ya; kara haberi duyurmak bana düşüyormuş... Salise Erol. |