GÜNLERDEN PERŞEMBEgünlerden Perşembe ve ben kenara terkedilmiş eski model araba gibi cam kenarına yapışmış dışarıya serilen beyaz örtüyü seyrediyorum dizlerimde yalnızlığın titremeleri. üstümde ölü toprağı var sanki kar altında kalan çiçekler gibi boynum bükük bahara hasret gözlerim bir kuş sesine tetikte. günler günlerin peşinden sürüklenir ha Perşembe ha Salı değiştirmiyor bu gidişatı ayrılıkların gün görmemiş yüzü hep benim karanlık dünyama saklanıyor sanki biraz başımı çıkarsam kafası bozuk bir anı/ya çarpıp bumerang gibi yine dönüyor hep dönüyor bana. çamura kesmiş yollar ıslak yüzüm gibi yaşlı bu senin eserin utanma utanma bağır avaz avaz hak ettin de istersen bir gülüşün dolansın dudaklarıma idam sehpama yanaş son defa ve ayağını vur tabureme ’vah’ demem inan ölmeden son kez görmek yeter yüzünü. sen bıraktığından beri ellerim üşüyor sanırsın buza kesmiş geceler ısıtmak geçmiyor zaten aklımdan anlamsız günler gibi anlamsız sensiz ısınmak imkansız. her şeyin başını çeken ’gurur’ ayrılık halayımızın da başında elinde beyaz mendil salladıkça sallıyor bir sen oynuyorsun son/a bir ben gölgeler dolaşıyor solgun yüzümde gözlerim göz değil bakışı bir kartalın aç gözleri doymayacağını bile bile süzülüyor senden yana. gidiciyim biliyorum sahipsiz bir çocuk gibi ömrümün en kuytu gecesine yaslandığım şu anda burnuma çektiğim kokunun sarhoşluğu geçti geçecek konuşturma beni içince çenem düşer biliyorsun sonunda yaşanan pişmanlığın ardından toplayamam kelimeleri çırılçıplak kalırlar ortalıkta. mukaddes bildiğim her şey üstüne yemin ettim bu son sarhoşluğum sana bileti kesilen her yolcu gibi gelecek sevdanın yolunu bekliyorum alıştım nasılsa bu durakta son sigaramı söndürüp ayağımla ezmeye ardımda el sallayan yok veya geri gelsin diye su döken sevecen bir el sarılmışım kendime kendimle gidiyorum geleceğe. günlerden Perşembe gönlümün yarası soğudukça ilk tanıştığımız günün sıcaklığı da ölecek nasılsa herhangi yabancı bir günmüş gibi tanımamazlıktan geleceğim günler kapıda. ama bugün Perşembe ve aklımın köşesinde kurumayan bir gül gibi ben sökmeye çalıştıkça sıcacık gülümsüyor yüzüme hala kan kırmızı yüreğimi kesiyor kızıla. Ayvazım DENİZ |
usta kaleminizi kutluyor saygılar sunuyorum...