Ben de saat hep seni gösteriyor
Bende saat hep seni geçiyor
Sende Saatin kaç Takvimin hangi acıyı gösteriyor Bilmiyorum sevgili Bil’diğim bende yelkovan, akrep, saniyede hep seni geçiyor Acını gösteriyor Hiç bir saatte senden kaçmadım Kiyametime daha kaç var Bilmiyorum Kaçamadığım sensizlikte Debelendiğim uykularımın arasından fısıltılarım geliyor mu sana Sensiz zaman böyle Soğuk Yorgunluk Yaşlılık Karanlık mum ışığı altında bir hazan vakti Seni yazıyorum yine Bir yanımda devrime dair çocuksu düşlerim Diğer yandan namussuz zifiri karanlık geceler ve seni bana getirmeyen yarınlar Oysa ki Sen bir gece yarısı Denize vuran yakamozun Yüreğime saçtığı huzurun ta kendisiydin Bak sevgili Pencere önünde uzaklarda gözlerim Gözlerim senden kalma hüzünlerle dolu Tüm duygularım ağır yaralı Kan reva içinde can çekişir Avuçlarında eriyen kar tanesi gibiyim kadınım Yok oluşumu hisset’miyor musun? Gör’müyor musun? Sensiz Yüreğimde yokluğunun matemi Gözlerim buğulu camların ardında Sensiz Sıra dağlar misali uzayıp giden Bir yalnızlık ortasında yüreğim Gel’meyecek misin? Ne zaman ki seni ansam Hüzün dolu sarı bulutlar çöker gözlerime Sabaha yüreğim sağ çıkmaz hiç bir gece Hep gecede kaldı Sen diye kanayan sol yanım Sen ruhuma Şiir tadında bir muhabbetsin Okuduğum her satırın Sözlerinde bulduğum şiirim Gel’meyecek misin Sen bir adam bıraktın Geriye Uykuları geceye mahkum edilen Sabahlarda Kirli sakallarından hüzün kokusu tüten Senle gülüyor Senle ağlıyor Senle konuşuyor Senle susuyor Sende hayat buluyor Senle ölüyorsam eğer Gel, gelmelisin yar Gel’meyeceksen Kirpiklerine kur idam sehpasını As beni sabah ezanlarında sevdiğim Bende saat hep seni geçiyor Gel’mesende hiç bir vakit Vakitsiz gidişine inat A. Haluk Fidan / bende saat hep seni geçiyor / 26.01.2015 |