Benim adım hiçBen bomboş tuvallerin içinde saklı hayâl Bazen üstümde gezen fırçanın gözyaşıyım Hiçliğimin hepiyim çoktandır bende bu hâl Bahtımın rüzgârının azad olmaz kışıyım Ne de olsa adım hiç hepliğin talaşıyım Kimsesiz sokaklarda kıvrılıp kalan gölge Sokak lambalarının oyun ve oynaşıyım Her sokağın başına hüzün dağıtan bilge Üzerine basılan bir kaldırım taşıyım Ne de olsa adım hiç hiçliğin telaşıyım Ben bu yorgun dağlarda inleyen kaval sesi Seherde feryat eden bülbülün sırdaşıyım Geceyi parçalayan bir kuzu melemesi Gönlümün kadim dostu sazımın gardaşıyım Ne de olsa adım hiç vuslatın yavaşıyım Çöl üstünde çeşmeyim damla damla akarım Ferhat’ın ve Mecnun’un derdinin adaşıyım Mumdan beterdir ışkım bazen güneş yakarım Kibrimin münekkidi toprağın lavaşıyım Ne de olsa adım hiç nefsimin bağdaşıyım Hep varım vehmederim vehmimdir bana sancı Çobanın kaval sesi gülistanın yaşıyım Şairlik bende hancı şiir bana yabancı Her yanım yara bere ümide Subaşı’yım Ne de olsa adım hiç çırağın maaşıyım Karınca taşıyamaz fikrimdeki darayı Elif’in yüreğinde Makberî savaşıyım Ruhumdan daha kurak meşhur Babil sarayı Aşk terzisi elinde Türkistan kumaşıyım Ne de olsa adım hiç kelâmın naaşıyım __________________Makberî……11/02/2015…..02:45…..İstanbul |