Kara İncir Yaprakları
-sürgün verdim gözlerine layık mıydım bu ezaya
son vedayı koy cebine razı ol bu kez cezaya- hiç bir yağmur silemez ihaneti dostluğu satanı çıkar palyaçosunun adımlarını hiç bir yağmur silemez ihaneti sevgiler ki değeri temiz pınarda su gökkuşağında en güzel sekizinci renk ve yürekte dans eden ritmik atıştır dostluk ki kardelenler kadar cesur ak pak lekesiz ve yalansız olmalıdır bilir ki bütün derin şiirler derin ışıklar ve derin sular söyler hiç bir yağmur silemez ihaneti kuşların konduğu elektrik tellerinde şimdi yanmış tüyleri kalıntı ve büyük sevgi bahçesinde baykuş sesleri kozadan çıkamayıp ölen bir kelebek zarafetini kan emici yarasalara satmış okşarım incir yapraklarını kanatır hikayemi can özünden böyledir vedalar denizler böyle doluşur böyle boşalır gözlerimden Alize sen sus artık yağmuru dinle sadece o söyleyecek hikayeni şiirlere yamadığın aldanış zamanlarını ve hiç bir yağmur yıkayamayacak ihanetin sancılarını... ve bundandır ki yağmur tökezletiyor hayata umarsız bir tempoda yürüyen adımlarımı dilsiz bir ağacı sevdin mi hiç Alize ve giyindin mi dallarını sessiz bir elbise yapıp üstüne ağaçlar denizler ve kuşlar ihanet bilmez insanların şah mat zaferidir ihanet gözlerini tak sırtına gör hançeri ve seyret... mamafih d/üşüyorum gözlerimin içine sardunyalar susuz kalmış ağlıyor çığ düşüyor sevgiden mahpus kalmış yüreklere tonlarca okyanus ağırlığı rüzgarlı bir akşamda veda ederken yığılır yüreğimdeki kelebeklerin üzerine kara incir yaprakları... -ihanet düşürür canı zevk i sefadan tuzağa vuruyorsun sevgileri ahde vefadan uzağa- Ayşegül Aşkım Karagöz kuşları ve kedileri çok seven şair |