Ezidi kızı,
Küçücük hayaller mutlu etmişti,
Oysa ikimizi, Namludan uzak uçsuz ovalarında, Mezopotamya’nın, Kaval sesiyle mutlu olmaktı hayalimiz, .....bir çengi çocuğu, .....bir oba delikanlısı, .....bir çadır poşası gibi, Sermayesiz,Göçebe bir hayat sürecektik, .....malsız, .....mülksüz, .....evsiz. .....parasız, Sadece doya/bilme umutları düşlemiştik, Ne insanlara,ne ırklara,saygısızlığımız olacaktı, Kâh,eğelenip,kâh gülecektik, Beraber sevinip,beraber üzülecektik, .....burjuva hayattan uzak, .....emperyalizme bulaşmadan, Bir dünya kuracaktık kendimize, Ne siyasi kavgalarımız olacaktı, Ne sen ezidi,ben Müslüman diye, Dinsel tartışmalarımız olacaktı, Üç günlük dünyada hiç yere kırmıyacaktık bir:birimizi, Çocuklarımız olacaktı kömür gözlü, Bir kız birde oğlan, .....oğlana Rojat, .....kıza Berfin adını koyacaktık, Barış’a yürüyeceklerdi küçücük yürekleriyle, Gök Kuşağı renkleri eşliğinde, Mus/mutlu bir dünya kuracaklardı, Okuyup adam olduklarında, Oysa biz,, Biz sadece hayal dünyasında kaldık ezidi kızı, Kömür gözlü ceylanım, .....Beni sağ yuttu, .....Seni sol, O yüzden ne hancı olabildik, Ne yolcu, Nede hayallerine kavuşabilen, Bir çift kumru, Çorak Mezopotamya çoğrafayasında kayb ettik bizi, Oysa geriye, .....Yitirdiğimiz hayallerimiz kaldı, .....Bağrımızı yaran sevdamız, .....Her gece zifiriye kan doğrayan, Hicranımız, Mehmet Kılıçel |