Madenci
Madenci
Ölümle yaşam arası Karanlık dehlizlerde gün ışığı Alın teri, kömür karası elleri, Nasıl bir aşkla sarar sevgililerini Ölümüne ölürcesine Gün ışığına dayanamazlar Ağarmadan inilir ocaklara Parıldar Ocak içinde fenerler Kazma, kürek, baret, eldiven, Bugün de yaşarsak yeniden Papatya götüreceğim Kararmış ellerimden Koca dağlar var üzerimde Senin için, bekle… Dağ devrilmezse Döneceğim evime. Bilerek gitmek ölüme ne zor Yaşamak boyunlarımızda urgan Dışarıda bekler karısı, çocukları Gözü yaşlı, oyuncak, maması Bu yüzden duramam Ölümüne inerim İnan sizin gülümsemenizi çok severim Ama ellerim Karası kömür karası, kokusu ekmek Çizmelerim kirletmesin, istemem üzmek Karanlıkta öğrendim yaşamayı Aydınlık dünya bana küs Ölümcül düşlerde uyanırım karanlığa Her gün bir dağ devrilir Alıştım ölümle yaşamaya Olmasa sırtımdaki bu kamçı Girmem belki O zaman da olmaz ki Elimde oyuncak parası… |
Küçük yaşta aşık oldum bir kere
Severek acıyı cektim yüz kere
İzini yitirdim yandım bin kere
Ne Acı Ayrılık, Ne Acı Gurbet...
---- 23.03.2016 – Tozkoparan/İstanbul
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul