Kapı tokmağında geleceğimin müzmin eli binbir kilit vurulu açıl susam açıl kuşlar diyarındaki sürgün yaram
kapı tokmağında geleceğimin müzmin eli
açıl susam açıl anne kokulu çiçeğim bir avuç mazi serp düşlerime şarkılar dile gelen sol yanımın ritminde çalsın işte o hayat benim hangi dilde ecnebi kalır ki aşk yabancı kalan ihanettir iğde dalında çiçek gibi yada incir reçeli tadında masal sürülü hayat işte tüm renklerin büyülü suskun düşüm kahve tortusunda gömülen gizemli şiirsel hayatım anıların raflarına gizlenmiş küçücük bir dünya annemin anason kokulu çiçek kurabiyeleri gibi süslü derli toplu bir kadın süzülüyor elinde bir avuç ben kapı tokmağında geleceğimin müzmin eli binbir kilit vurulu açıl susam açıl kuşlar diyarındaki sürgün yaram damıtılmış su kokulu efsun ebruli bahar teneke mahallesinde kırık dökük hayatların çizgi dışı masalı ağırlığınca hüzün binbir gece yalnızlığıma yansıyan gölgem işte o yüzden kül kedisi ve masal kabağında dönüşen şiirim açılsın pandoranın kutu kutu büyülü suskunluğu rüyalar silik yama tutmaz hayal dünyam gibi dipsiz gölgelerin dönen yüzlerce eli gibi gizemli döner durur duru bir rehavetin içsel yalnızlığında şubat soğuğunda çatlamış eller gibi nasırlı mevlana yalnızlığında gizemli ellerin ritmi gibi ben Polonya referansında dönen yas tutan zerrin bakışlı yalan dünya gibi Mahmudiye Düzkaya |
tebrikler gönülden,
sevgilerimle..