EYY YAR.!!!
Yine efkâr dağından, kar yağıyor serime
Senden esen rüzgârdan, üşüyorum ben ey yar Madem gönlün bendeydi, cehennemden derine Niye ittin de gittin, düşüyorum ben ey yar Ne istedin vermedim, hayat denen bu handan Göğüs gerdim üstelik acılara bir yandan Öyle bir an geldi ki, vazgeçtim de bu candan Neden hala ölmedim, şaşıyorum ben ey yar Ne dünya umurumda, ne ölüm ne ahiret Bana bir tek sen vardın, ne olur al ahir et Bir gün sevmeyi dene, olmaz ise kahır et Galiba yaraları, kaşıyorum ben ey yar Utangaç bakışların, yürekte maya tuttu Davetkâr dı gülüşün nakış nakış umuttu, Hançer saplı yüreğim, artık sabrı unuttu Kanayan şu yaramı, deşiyorum ben ey yar Senli bütün hatıram, artık mazide kaldı Mutluluk hayallerim, riya dolu bir faldı Kapattım ben perdeyi, ömür hayli yol aldı Yavaş yavaş mezarı, eşiyorum ben ey yar Osman AVCI Ocak-2015 |
Senden esen rüzgârdan, üşüyorum ben ey yar
Madem gönlün bendeydi, cehennemden derine
Niye attın da gittin, düşüyorum ben ey yar
niye atında gittin dediğimiz anda siz zaten düşmüşsünüz demektir. sonradan düşüyorum ben ey yar demek başlı başına cümleyi hatta dörtlüğü anlamsız kılar. atmış gitmiş. yani sizin düşme işiniz bitmiş. yeniden düşüyorum deyip şimdiki zamanı kullanamazsınız.
ilk bakışta bu çarpıyor göze. şiirin devamını okuduğumuz zaman da kafiye yapmak adına hiç bir dörtlüğün son satırı şiiri sarmamış. açık söylemek isterim başarılı bir karalama değil.
eyvallah...