hiçbir maviye atamadım kendimi böyle derin ateş sarısı mimoza çağla çiçek badem dalı ışıl ışıl gözlerin, dağlarda, nehir boylarında çoğalttım sana sevgimi ...
yasak bir elma gibi saklarken yüreğimde yüzünü günlük ağaçlarıyla suda sonladı ömrünü gün, diken diken içimde gülsüzlük...
mavi suda çelik yüreğime doğrultulmuş bir top gülün namlusunda kayboldu görüntün...
gülpanya; seni bir vazoya değil, yüreğime ıslattım bilmem solar mısın bensiz çaldım nar çiçeklerini göklerin, güneşin elinde değil esrik yüreğimde yazgısı gölgenin...
sevişmek cesaret, aşk korkuysa yokum bundan sonra, aşk beni sorduysa yüzüne bak; gül kaosun aynasında ateş yaşama dönmüş, ölüm soluk soluğa...
beni öldürdüm seni besledim sarmaşık gülüm suyu ateşe, toprağa, yaprağa döndürdüm...
imkansız aşkların boynu güz güneşiyle gül dalında bükülür, kopamıyorum hüznünden bir türlü sol elim senin olsun, daya alnını sağ elimde umut - su unutma güz yağmurlarını, son damla yaş kalsın gözlerinde kurumasın kızılırmak, solmasın yüzünde gül yalgınıma dalıp aldanarak...
git, sen değilsin istediğim, yalnızca aşk; öyle alıştım ki yana yana bensiz güneşi bir daha doğduramazsın dünyana...
sen de bir şeyler yap benim için bu sabah yem ver serçelere, kumrulara tazele toprağını çiçeklerin fazlalıklarını buda, dibini sula kızıl bir gelincik ol dalgalan aşka bayrak estikçe sevda köpüren kumsalda, çık sonsuza...
ilkyazların gülgün sonyazların solgun çiçeği kâr etmedi, yâr etmedi yıllar süren korku bize sakındık aşkın ölümsüzlüğünü yağmur şimşek dolu yağdı üstümüze oysa güzel atlar ülkesi’nde bir çift beyaz güvercin kadar yakındık birbirimize yüreğimde gül kavrulur, erciyes’ten kül savrulur peribacalarından uçan bulut, duman duman zirvesinde...
aşkın en sivri hançeri deliyor göbeğini güneşin gözlerin geliyor aklıma karadeliklerden geçiyorum üç günlük serüven bir peri masalı hiç bitmeyen bir veda busesi, güneşi güneşin koronasına süren...
gelseydim gittiğin yoldan, ağlamazdım izine basıp gül açar günü saran koldan, yanmazdı gözlerin yıldızlanıp dumanı toplayamazsın, gülünü koklayamazsın ne kaldı ellerimizde; bir beyazgül - kağıt...
alev kordonuyla güle bağlı düşlerim sönecek mi, yaş akıyorsa gözümden; susuz hayâl büyümez ki baktıkça ölümsüzleşen yalnızlık resimleri duvara düşen güzelleşen giderek, şiire düşen gözlerin, hepsi birer cenin...
gerçek düşün ölmesi, düş gerçeğin döllenmesidir...
-III-
çağlayan sesinin tozaran eşiğindeyim akışının suya ördüğü duvarda ben sarkıtım, sen dikit sana geliyorum damla damla, gidebilirsen haydi git...
güneşin güneşe değdiği gün ateşten güller toplarım darmadağın gözüm akar gözünden, canlanır armağanın, gündüzler gece, geceler gündüz batmadığın yer kalmaz tenimde sen yaratırsın benden, iki ters bir yüz...
şimdi nergisler açıyor bastığın yerden var mı ağlayanın, dağıt odanı; yüzümüzde gülsün tanrı...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
GÜLPANYA şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
GÜLPANYA şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Gülpanya; seni bir vazoya değil,yüreğime ıslattım bilmem solar mısın bensiz çaldım nar çiçeklerini göklerin güneşin elinde değil esrik yüreğimde yazgısı gölgenin...
Bugün okuduğum en güçlü şiir! Yoğun ve bir o kadar naif bir sevginin dizelerde hayat bulduğunu gördüm;çok beğendim çok! Aldım cebime mısraları;özenle saklayacağım...
*****
düş meleğinin kanatlarının rengi mavidir .
Mavi düşlere kaldı günümüz lahza sevgilerinin acıları .
selamlar .güzeldi