Adı ki Aşk ---
Gülsün seçtiğimiz tüm çiçekler
bir taş atılıyor göğsüm kırılıyor yazmasın kalemin bizi yazamasın ben gibi sanki uçar gibi giydiğim elbise duyarlı bir ölüme kavuşur gibi kibritlerin içinde bakar yüzüme sereserpe bir cüretle Bir şiir sardım bir yazdım sen diye ağaçların dargın bakışlarında bir dokunsan ağlayacak Bir konuşsam tutulacak ay geceye benzesemde Gece senin ismin o yüzden ben içeri girip sustum kendimi ayırırken içimdekinden bakacaksa bana bakabilecekse kendiliğinden gelsin kendiliğinden gelsin ben söylemeyeceğim artık... sessizliğin ilk haline o büyük dalga beni içine batırıyor içeri gir sayıklamalarımdan hayal etmemi arala gerçekleş. boğulan mavimi kurtar Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, yerleşemiyorum kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer su yakıyor ateş boğuyor... senin vücuduna kurdum şimdi salıncağı ipleri kestim mesafeler denizi doğururken gözlerinden sağılan ben ağlamam içimde su yok bomboş öylesine yoksulluk çaresizliğimize senin dışında bir yerde , koptum kendimden her ölümde , rüyanı gördüm ve kadar örtüldünmü içine sen camdan bir evde yaşarken ben kapaklı bir tabutta bekledim bitmemeyi Bir giysiye girmiş bakmışlar ona tezahür bir damga vurmuşlar derisinde boş yer kalmamış yazdıkları yazılardan. kapadım gözlerimi bastırdı baskınlık her yeri görüntüsü sardı derinin altında çınlayan bir sesti kimsenin duymadığı bir ses.. ve sonunda sırası gelir o müthiş sesizlikte bilmezken artık ne yapacağını koyu mavi gecelerde boğulurken ve kısmi felçlerim depreşir depremin anavatınında tutumsuz benim ellerimle uykusuzluktan tutkusuzum zamanı akıtan kumların içinde sapsarı tuzundan yanıyorum genzim kainatın cehennemi... ağzı kesilmiş gülümsememde kaybolan düşlerim... |