]Deniz Gezmiş'den, Mahir'den, Berkin'e ve Ali İsmail'lere...
Deniz Gezmiş’den,
Mahir’den, Berkin’e ve Ali İsmail’lere... Karışır içinde kan damarları, sıra sıra dağlarına eriyen kar, doğal akıntısına öylece adını verir Kızıldere, tarihten günümüze bahar yağmurlarının, uzunca, soluksuz, soğuk kış mevsiminin müjdeleyicisidir. Tüm heybetiyle ülkeme, topraklarıma hasrettir, ilk tarihlerden beri eksik yazılmamış, tarihi isyandır Nurhak toprakları, rengarenk dağlarında, gülücüklerimiz, ninnilerimiz hep yarım kaldı, akan binlerce kır çiçeğini gördüm, kandan akan derelerinde çığlıklarına şahittir insanlık. Ülkemin, göllerinden mürekkep alsa da kalemleriniz, ey! insanlık, yazamazsın kaderi, anamın, zılgıtlarını hissettirir, Ali İsmail’in anasının isyanı, mahkeme salonlarından, karışır, insanı büyüleyen, nefessiz bırakılan dağlarına, kıyameti andıran gökyüzüne, çığlıklar, kulaktan kulağa fısıldamalar ve ölümler.. Ethem, Ali İsmail, Berkin adına, destanlar yazıldı topraklarımızda, yeni doğan, kız erkek fark etmez adları verildi bebelere... Sizi yazmak kolay mı? sanıyorsunuz, sizin bir tek düşlerinizi çalmadılar, kutsal bir savaş sebebisiniz, çığlık oldunuz yüreklerde, yeni neslin, sürgünlerde büyüdü tam da Haziran sıcağında, cellatlar süngüyle sarıldı, tarihin kara sayfalarına faili tanıdık, katliamın haberlerini yazan bile olmadı, duy çığlığımızı dünya, ülkemde neler oldu duy !.. Ey ! tarih, uçarcasına sağlayacağım, kalemi senin kara sayfalarına faili tanıdık, katliamın haberlerini, mahkemelerde ağlayan anaları, gözleri, kafatasları oyulanları yazan bile olmadı, duy çığlığımızı dünya, Haziran’da Gezi’de neler oldu duy ?.. Ey! zaman, ey tarih uçarcasına sallayacağım kalemimi, dizelerimi senin kara, bildik sayfalarına, Kızıldere son değil savaş sürüyor !.. Atilla Yüceak Ocak 2015 Araştırmacı Yazar –Şair |