Simurg ve Arkadaşları
Hendek kazılmış yüreğimin girişine
Ölü ve yaralı anılarla dolu yüreğim. Militarist eylemlerini sürdürüyor Bir bilinmeyenli deklemin öncüsü. Sorgulamaya vakit yetmiyor Biri tam biterken derken yenisi başlıyor. Darmadağınıklığın içinde her şey oluveriyor Hemde kusursuzca... Ardında kalmanın üzüntüsüyle Devam ediliyor yeni güne. Düş kurmaya bile zaman yok derken Bir martı görünüyor yüreğimin kirli sahilinde. Avlanacak ne olabilir ki Bu masumiyetini kaybetmiş bedende. Sakın bu martı; Jonathan Livingston’un martısı olmasın Diye düşünürken Simurg ve arkadaşlarının gelişiyle daha da Anlamsızlaştı bu yer. Yoksa anlam mı aramalıydım Bu darmadağınıklığın arasında... Onlar da benim ne düşündüğümü anlamış Olmalılar ki uçup gittiler... Gittiler, ama nereye Gidilecek yer var mı ki Ya varsa Ya yoksa Denemeden nasıl bileceğim ki Denesem ne kaybederim ki Sanki çok kaybedeceğim şey var da Evet evet... Denemeli. Ama nerden başlamalı Buldum! Hendeklerden başlamalı. Yunus YILMAZ |