BOSTAN BEKÇİSİ.....Anlatır İbrahim Ethem,gençlikte geçenleri, Horasan’daydı babam,Belhde hükümdar idi. Çıkmıştım bir gün ava,kovalardım tavşanı, Bir ses duydum arkamdan,bunun için yaratmadı. Emrolunmadın bunla,yaratmadım ben seni, Sağa sola bakındım,göremedim kimseyi, Duydum biraz ilerde,seslendiler iki kez, Dehşete kapılmıştım,bende kalmadı nefes, Dedim bu Allahtandır,uyarır Mevlam beni, Bugünden tez bıraktım,avları eğlenceyi, Sürdüm ordan atımı,rasgeldim bir çobana, Aldım ondan abayı,bıraktım sırmaları. Yürüdüm aştım dağı,vardım ordan Iraka, Helal talep ederek,çalıştım biraz orada, Dedi mübarek bir zat,helal Şam’da Tarsus’da, Günlerce aç bi ilaç,vasıl oldum surlara. Bostan bekçisi oldum,yaşar idim Tarsusda, Geldi bağın sahibi,yumuş buyurdu bana, Ey bağımın bekçisi,-Getir güzel narlardan, Koştum narın yanına,topladım biraz nardan. Narlar ekşi çıktılar,kızdı Sahibim bana, Bunca zaman ne ettin,dikkat ekşi tatlıya, Dedim vallahi inan,yemedim asla bağdan, Bilemem bu nedenle,kim ekşi tatlı olan. Adam şaşırdı önce,Hayret bir şeysin sahi, İbrahim Ethem olsan,olmazdı bundan farkı, Haber yayıldı köyde,insanlar akın etti, Çoğalınca insanlar,İbrahim kaçıverdi. 21.01.2015//KIRIKKALE HİDAYET DOĞAN |