NAMAZGÂH
gönül nur-u inşirah aldı
o gayb-ı yüce asumana daldı esva’ edip takdir-i kudsîyi namazgâh da divan-ı huzura durdu ey can-u ikramı bol sahibim fecr-i şems necib-i mutlakım aşk-ı harında bi aciz pervaneyim cümle nefese garg-ı şükran ile bu mecnun-u fukara gönlüm ummanı nur-u derya ya döndü gönül sahramda vuslat-ı bî-tabınım ben beni terk-i diyar eyledi aşk-ı narını kadir eyleyip nefs-i cengime gayb-ı lütfeyle divan-ı huzurunda aşk-ı perişan namazgâhına cism-i daim bi garib-i seyr-i seferin oldum |
-BİR ESKİ ZAMAN SEMTİ-
Burası bir ulu meydan
Eski zamanlardan kalan
Bir ihtişamlı ordudan
Vur ha! Davula mehteran.
Namazgâh, bir semtten öte
Ne mâna saklar içinde?
Bir ordugâhın sesinde
Ulvi bir hissin izinde.
Bir seferin öncesinde
Saf durduk seherden önce
Öylesi bir aşk ve şevkle
Fetih günü müjdesiyle.
Bir inanç ki yüreklerde
Çağıldadı gönüllerde
Dualar marştır dillerde
Rabbimin inayetiyle.
L.T.
Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Saygılarımla hanımefendi...