Pişmanlık
Çaldım kapılarını göklerin dua dua yakarış
Arz ettim dilekçemi boynum bükük bir karış Pişmanlık koca bir dağ pişmanlık bir uçurum Rahmetine müptela aciz naçar bir kulum Sakladım samanları lazım olacak diye Savurdum elmasları Hak’tan bana hediye Bırakmadı yakamı bu nefsin arzuları Kullanmadım aklımı bilmem ki ben ne diye Sokuldu hep yanıma iblis denen mel’anet Eğildi kulağıma sen böylece devam et İşitmedim mel’un’un o sinsi gülüşünü Şimdi anlıyorum ben nefsin bu düşüşünü Salıncakta sallanan küçük çocuklar gibi Sallandım bu dünyanın beşiğinden mezara Düşünmedim bu halat kopacakmış bir yerde Düşecekmişim bende bu mahşeri pazara... Faris Özer |