GELİNCİK....Şiirin hikayesini görmek için tıklayın 11’inde gelin edilen, 12’sinde anne olan, 14’ünde ölü bulunan Kader Erten” Türkiye’nin yıllardır bitmeyen çilesi çocuk gelinler...insanlık ayıbı, içler acısı ve bazı insanların hala daha cahiliye devri yaşadığının kanıtı... Bir ülkede hala şunun gibi yüzlerce olay yaşanıyorsa kimse gelişmekten bahsetmesin... Çağ atlamaktan bahsetmesin...Hala saçma nedenlerden dolayı bir sürü kız-erkek çocuk kurban veriliyorsa bu ülkede istediğiniz kadar gökdelenler yapın,seviyemiz şu 14 yaşındaki masum yüreğin kısa hayatından daha düşük ve sıradan...Utanç kotası nedir bu ülkenin? daha ne kadar utancı taşıyabilecek?
kader erten. masumiyetin tanımı. umarım cennet vardır ve senin ayaklarının altındadır.... ’’’Hayatımda değiştirmek istediğim tek bir şey var, o da babam....’’’ Daha on birindeydi, On üçünde de anne oldu Sırtında siyah bir yeldirme, Başında yazma bir örtü, Kara yazgısı gibiydi çelgisi. Küçük kalbi öyle dardaydı ki, Çocukluk düşlerini satıp Yargısız yalnızlığa azat ettiler... Yerine koyup kendimi Büyüyen çilelerinin şiirini yazıyorum çocuk... Kimselerin umursamadığı bir zaman da Çocuk heveslerini, Kırılgan büyümemiş bedenini El kapılarının,penceresiz odalarına kapatıp İki yakası bir araya gelmemiş fakirliği Gayrımeşru bir nikaha takas ettiler Parsel, parsel üleştiler düşlerini Gülümseyen çocukluğunu öldürdüler... Batıl korkularla kuşatılmış masumluğunu, Efsunlu kederlerle yoğurup, Küf kokan sandıklara kaldırdılar . Şimdi,senden kalan hatıralar zifiri siyah Ekim gülücüklü yağmurlardan medet umup, Sessiz feryatlarla çağırdığın iklimler, Hepten sağırmış çocuk... Dikkat et,gözlerin de ay üşümesin Işıksız kaçışlarının meçhullerin de. Ayaz çalmasın gülüşlerini ve Kapısı olmayan hayallerini. Oysa, uykuya hasret çocukluğuna Ödünç masallar anlatacaktım Karanlıkta korktuğun gölgene Yanık ninniler söyleyecektim çocuk... Kıyamet sunağın da kutsarken seni, Kundağına,doğmamış sancılar beledi ırzı kırıklar Kanayan yaralarının kesiğine, Tuz niyetine bastılar ’töre’yi’ Tarifi yetmez fırtınalar ektiler Ağır aksak düşlerini ve üşüyen bedenini Aç kuşlara verdiler çocuk ... Dağınık, bayat zamanlar da Kalabalık karanlıklara rehin düşler. Artık kapandı perdeler, Kaç yalnız, yorgun gün kaldı ömrün de ? Gecenin en dip yerin de, Sarhoş naralarına karışan,susmaya tutsaklı dilin, Artık büyüsü bozuldu hayallerin, Şimdi,günahkar aldanışlara gebe zaman Eğri büğrü, ölü yalnızlıklar doğuruyor hayat Bağışıklık kazanmış,erdem yoksunu saatler de Bir şafak vakti,mavzerin namlusuna düştü ölüm Telaffuzu gevşek,ahraz bir hiçlik kaldı geriye... Biliyorum çocuk. Gerçekten varsa bi hesap günü, Davacı olmalısın bu soysuz düzenden.. Affet bizi çocuk Affet...... peri feride ÖZBİLGE |
Gerçekten varsa bi hesap günü,
Davacı olmalısın bu soysuz düzenden..