Şu Zulmün Putunu Yıkamıyorum...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Dünyanın dört bir yanında, içlerine salınan türlü fitnelerle, parça parça bölünmüş Müslümanlar, başlarına yerleştirilmiş, ruhsuz ve duygusuz ihanet içinde, kimin kılıcını salladığı belli olmayan yöneticiler ve her yerde kan, her yerde göz yaşı…
En çok da küçücük bedenler insanı kahrediyor. Ya; bir, yan yana dizilmiş, daha hayatının ilk yıllarında yaşama hakkı ellerinden alınmış; ya da, korkudan bir köşeye sinmiş, dehşet verici gözlerle bakan küçücük yavrular… İnsanın insan olduğundan utanıp, yerin dibine giresi geliyor. Ve içinden bir ses haykırıyor: Her kim ki; İslam’ ın ve İslam ülkelerinin parçalanmasına, bir birine düşman edilmesine, bu insanların, bu masumların bu hale gelmesine sebep olmuş ise ve dünyanın hangi köşesi olursa olsun küçücük bir yavrunun gözünden akan tek damla yaşa, zerre sebebiyet vermiş ise, sebebiyet verenlere zerre desteği olmuş ise ve daha sayamayacağım şekillerde; oynattığı kalemiyle bile bu zulmün bu dökülen kanların destekcisi ve savunucusu olmuş ise; Allah onları, hem bu dünyada hem de Ahiret gününde rezil, rüsva eylesin inşa’Allah… Dünyada zalimliğe soyunmuş; her türlü zalimi, destek verenleri , ‘’Kahhar’’ ismi hurmetine, kahru perişan eylesin inşa’Allah… Aslında eden kendine etti de farkında olamadı; ‘’Kim ne etti, tek kendine eyledi, Hakk dediyse doğruları söyledi, Zulme karşı susuyorsa dilleri, Bülbül olsa, bilki boş laf eyledi…’’ Allah’ım; Bütün Müslümanları, her türlü kötülüklerden, kazalardan, belalardan ve fitnelerden koru. Dünyada, kâfirlere karşı, bize dayanma gücü ver… Bütün Müslümanlara, yeniden, kardeşlik, birlik ve beraberlik nasip eyle… Allah’ım; bizi bizden ve bizi, Sen’ den ayırma… Amin… Hasbünallahü Ve Ni’mel-Vekil Nimel Mevla Ve Nimen-Nasir Gufrâneke Rabbenâ Ve İleykel-Masîr MEAL : Allah bize yeter; o ne güzel vekildir, o ne güzel mevladır, o ne güzelyardımcıdır. Rabbimiz! senden affını dileriz, zira dönüş, ancak Sana’dır. Amin...Halkın Şairi M. USTA Bir zulmün içinde gecem, gündüzüm, Ne yapsam nafile, çıkamıyorum. Hoş görü diyerek bağlanır özüm, Nemrut’a bir kurşun sıkamıyorum, Şu zulmün putunu yıkamıyorum… Doğuya uzanmış yılanın başı, Kuyruğu batıda salar telaşı, Mazlumun her yerde akar gözyaşı, Arlandım, yüzüne bakamıyorum, Şu zulmün putunu yıkamıyorum… Soysuzda bin oyun, her an geliyor, Atılan kurşunlar, bağrım deliyor, Bir günde, binlerce canlar alıyor, Önüne bir ordu dikemiyorum, Şu zulmün putunu yıkamıyorum… Her İslam yurdunda hain vesvese, Kimisi baş olmuş, kalın bir ense, Doğruyu bir yiğit çıkıp söylese, Saldıran kalemi bükemiyorum, Şu zulmün putunu yıkamıyorum… Bir masum çocuğu görünce gözüm, Kor düştü bedene, gülmüyor yüzüm, Kahrımdan lâl oldum, kördüğüm sözüm, Bir ilmek bulup ta, çekemiyorum, Şu zulmün putunu yıkamıyorum… Hani sen insandın? Düşün ey Âdem, Dünyaya nâm salmış, Müslüman dedem, Bölünüp, kâfire olduk birer yem, Ne yazsam içimi dökemiyorum, Şu zulmün putunu yıkamıyorum… Son çare, bizlere bir tek baş gerek; Artık her masuma sıcak aş gerek; Uykuda, çocuğa tatlı düş gerek, Kâbusu, yorgandan sökemiyorum, Şu zulmün putunu yıkamıyorum… 16 Ocak 2015 Mustafa USTA |