KÜÇÜK ŞEFİM EMRETTİ
KIZILDERİLİLERİN MİNİK ŞEFİ İLE..GÜLİSTAN..
Ahşap evin üst katında ısrarcı sabah güneşi camlardan içeriye süzülüp yatak odasındaki o büyük camlara bir hayli cesaretli ve kuvvetli vuruyordu, kuş sesleri doğa çam kokuları ’haydi kalk uyuma Güliş kalk ’diyen minik oğlanın sesiyle uyandı yanında uyuttuğu minik eyvah!annesini soruyordu’ anneme götür beni ,annemi istiyorum’ dediğinde ’o gelecek birazdan yola çıkacağız limanda göreceksin o beklediğimiz gemide gelecek ve annen açılan o koskoca kapıdan görünecek ve biz ona koşacağız tamam mı bebişim o gelecek kardeşlerini alarak buraya gelecek eviniz burada artık’ deyince o güzel gözlerin ışığı karşısında büyülendi sanki o minik oğlan Gülistan’ın gözlerinde kin nefret acı yok olmuştu sevecen mutluluk vardı artık hastahane günleriydi kontrolleri vardı aksatmadan gördüğü tedaviler sonuç verecekti kendini inandırmalıydı hala halsiz olan kollarını minik oğlana doladı ’ istediğin ne varsa söyle bugün senin günün ne dilersen dile benden ’dedi Gülistan’dan bir enerji alıyordu anlatılması mümkün olmayan bir akım alışverişi vardı bu minik oğlanla arasında onlar birbirlerini sanki çok eskiden tanıyor gibi şarklılar söylüyorlardı, Gülistan’ın dirilme zamanıydı şimdi kıvrımlı incecik narin damarlarındaki kan hızlanıyor kendini yeniliyordu Masanın üzerinde hazır olan kahvaltıyı iştahla yediler şarkılar söylediler bu kız nasıl bir insandı herkesi büyülüyordu yumuşacık bakışlarının altındaki gülümseme idi ruhundaki o tatlı güzellik o tatlılık sanki şekerden yapılmıştı onun dili pembe pambuk helvaya dönüşürken Çiçekli penyelerini giydi,’ senin o büyütenler var ya dedi onlardan toplayacağız şu sepeti eline al bakalım sızlanmak yok, iş başı burada boş tutmazlar bizi haydi bakalım ’ dedi annesi derin bir iç geçirirken kendi torununu belkide hayal etti ’Büyütenler beni büyütecek mi Güliş ? ben hemen büyümek istiyorum’ dedi minik oğlan evet diye cevap verdi o böğürtlenlerle yüzümüzü boyayacağız sen bir Kızılderili olacaksın adın Büyük Şef bant takacağız biz sana bir şeyler soracağız sen evet anlamında UGH! diyeceksin tamam mı evet sen bugün büyük şefsin gökyüzü şu toprak kayalar her şey sana itaat edecek kumsallar sahiller bak şu havada uçan kuşlar bile hatta böcekler bile biraz sonra çünkü sen Büyük Şefsin tüm doğa ve insanlar sana hizmet edecek Denizler erkek kardeşin olacak,doğadaki tüm renkler çiçek ağaç böcekler kız kardeşin olacak sen doğanın reisi olacaksın denizin üzerine vuran gündüz güneşi gece ay yansımaları ile tüm halkının yaşamı anlatılacak ve bunları sadece sen okuyacaksın burada olman büyük şans gördün mü canım minişim dedi KIZILDERİLİ MİNİK ŞEF Vücudumu eline geçiren ılık rüzgarlar gözlerimden akıp ruhuma süzülüyordu şimdi anlamını veremiyordum nasıl bir şey bu? yol boyunca güneşin vurduğu gölgelerimizde el ele şarkılarımızı yanımıza aldık seninle hasta renksiz günlerimi solumak istemiyorum bize enerji gerek şimdi gagasının ucunda bir parça yiyecek yuvasına uçmaya çalışan sevinçli kuşlar gibi telaşeli yanımızda kan kırmızı üzüm suyu peynir biraz buğday ekmeği hasır sepeti sallayarak çıkıyoruz ,yorulmuyorum bugün ha söylesenize bu ben miyim şimdi? sabırsız parmaklarımız az sonra boyanacak hani o büyütenler onlar diken çilekleri ah ..tatlım senin dünyana inmek ne güzel şimdi yaşam sevincini veren senin o sıcak iklimin mi? hasta olma diye bana yalvardığında söz veriyorum iyileşeceğim şimdi çünkilim bu minik Kızılderili şefimin bümbüyük emri... EVET KÜÇÜK ŞEFİM EMRETTİ SAKIN HA HASTA OLMA DEDİ GÜLİŞ İYİLEŞMELİ HEMDE DERHAL ŞİMDİ!ŞİMDİ! ...GÜLİSTAN.. |
kutluyorum canım seni saygım sevgilerimle