Yara
Ey kabuğuna çekilmiş yara !
ben günahımı çektim, artık acıtma... acizdim, gözlerim görmek için değil bakmak içindi hadsizdim, ayaklarım aklıma uymadı hiç. hele bir de yüreğimin her kışa bahar havası katan, pamuk şekeri görünümlü katranları... Dedim ya, dur acıtma... Ey kabuğuna zor sığdırdığım yara. Ben son külümü dahi yaktım ne olur ne olur artık acıtma. acıtmaki, tenhasında boğulmasın benliğimin; telaffuz edemediğim, fakat tenefüs etmekten kendimi alıkoyamadıklarım büyüdüm ama üşüdü yine ellerim, yine kanadı dizim oysa hiçde alışık değildir hıçkırıklara, çocukluğumun tek bir esamesi bile kalmayan gözüm. ne kirpiklerimden fayda var ne göz kapaklarımdan sade bir çözülmeyen dizim var ayakta tutan oda bir bakış kadar dayanır ancak bu acıya. titrek, ürkek... her kapatışımda gözlerimi ha düştü ha düşecek... Ey kanatmaktan bıkmadığım yara ben son kanımı da döktüm ne olur artık acıtma... |