canım seni özler
#
zıpkın yemiş yaralı ceylanın ne işi var karada? dörtnala damla damla beyaz bulanıyor kana yasal avcıların sürek avında yoruldu sıkıştı ve yığıldı çaresizlik içinde gözleri yaşlı türkü tadında ağıt yakışlı hayaller bitti sütten kesilip yavrusuna; “Sen büyüdün artık” dedi sessizce gözlerini kapatıp düşlerken yüreğinden o hiç bilinmemiş yerde sevinç çığlıkları kulaklarında yankılanırken düştü bütün hayalleri toprağa okyanus gözlerinden düşlerime ... yoksunluğunda ağlamıyorum anne gözlerim sihirbaz erik ağaçlarında yırttığım gömleklerimi dikiyor cocukluğumdan kalma ve ellerim yeniden dokuyor kopup giden ayrılıkları çift dikiş yüreğim kutup hiçbir ayrılığın ateş yakamadığı hüznüm bozuk hiçbir ustanın onaramadığı kalk ve gel anne bıraktığın yağmurlu gecede üşürken yalnızlığım ve tut ellerimi emeklemeden yürüme arzularımda düşmeden karnım acıkıyor anne yediğim bütün otlar acı dilim yara dikenler batmış burnumda gül kokun ve kokmuyor hiçbir çiçek senin tadında koş ve gel anne bu soğuk, karanlık ve yağmurlu gecelerin birinde sıcaklığına muhtaç koşmaktan yorulmuş ayaklarım titriyor ve korkuyor kulaklarım sesinden başka her seste irkiliyor bedenim en derin huzurlu uykularımda bile ... şimdi izninle gidiyorum bir eyvallah dilimde titrek koşuşlarla dörtnala arkama bile bakamadan av olmak ne zor anne… # |
bir eyvallah dilimde
titrek
koşuşlarla dörtnala
arkama bile bakamadan
av olmak ne zor anne…
kaleminize sağlık çok duygu yüklüydü