CEVAPSIZLIĞIM
Yaşamın rengi soruldu hep olmayışlarımın ardından
Bana bakan sadece soru sorma egolarını tatmin ederdi yüzümde Sadece yargılanırdım her yaş aralığımda Sadece günah keçisiydim insanların eksilerinde Hep suçlu bendim,hep kapı aralından bakabildim soru sorulmayan odalara Oysa hep güzelliği bilirdim ben,hep sol yanımda saklardım rekli günlerin saf halini Gök kuşağının laçivert rengi,dört defa hayata karışırdı bende Sevmeye beklerdim,bir çiceğin güneşe merhaba değişine,ahenkle yeşillere zilleri çaldırana. Bir damla göz yaşına dağlar devirecek gücüme beklerdim;gelecek Bir umudun umutsuz bekleyişi,bir gardiyan edasında;buda gecer Yıl gençlik yaşımın talısı,bilinmezlerle gizli bir krem şanti Herkez bende buldu cevaplarını Görmek istediklerini değil, duymak istediklerini fısıldadım Haykırmadım. Şmdi benim arzu halim sorulsa,sen kimsin dense, Bir an bile tedirgin olmazdım,korkmazdım Yüküm herkezden ağırderdim onlara. Bir yaşanılmamışsam ben Göğsümdeki onca ağrı neden? Neden sorular bende istenilen cevaplara kadir? Şimdi ben ne o eski duygu fukarasıyım,nede insanlar benden farklı Derinden kanayarak,içimde yanarak cözerim soruları Ama değdirmem bir namert el. Ünal 16.02.2008 |
kopar içinde fırtınalar
dinlemezler
sadece onlar dertlidir
onların egoları okşanmalıdır...
sen yoksundur aslında
görmezler...sen en güzeline yapıyorsun değdirme namert el...
tebrikler...