Bir Münzevİ'nin Geçmişi
Ben Muhammed, 1996’da doğdum.
Mahlasım Münzevİ. Doğar doğmaz göçebe yaşam tarzına alıştırıldım. 19 yıldır göçer dururum Tokat şehri içerisinde. Doğdum doğalı kiracıyım Hem maddi hem manevi... Soyadıma gelince; X deyivereyim. Kendini Malcolm X gibi hisseden herifin tekiyim. Bu yaşıma kadar nasıl yuvarlandığımı Tam olarak bilmiyorum. Merak etmeseniz de anlatayım: 3 yaşımdan önceki hayatımı hatırlamıyorum. Anneme sordum, gülerek: ’-Göçtük durduk işte!’ yanıtını verdi. Sonrasında Topçubağı mahallesinde Yukarılarda bir yerlerde Bahçeli, güzide bir evde dinlediğim şarkılar... Ciguli modaydı o zamanlar. ’Çalgıcı garısı Binnaaaaz...! Kumarcı garısı Binnaaaaz...’ Geçenlerde de vefat etmiş. Allah rahmet eylesin. Bir deprem hatırlıyorum: Marmara Depremi olmalı İnsanlar enkaz yığınlarından güçlükle çıkarılıyordu. Binlerce insan vefat etmiş. Annemden aldığım bilgilere göre. Bir traktör göçü aklıma geliyor. Topçubağı’nın bayırını iniyorum ’Dar Çay’ denen eski Tokat evlerinin Yukarı tarafına göçüyorum. Bir önceki ev gibi bahçeli, Oyun oynamak için elverişli. Mahallede ’Deli Ömer’ denen biri var. Herkesin bisikletini çalıyormuş. Benim üç tekerlekli kırmızı bir bisikletim var. Sürmeye kıyamadığım. Bir sabah uyanıyorum, bisiklet yok. Deli Ömer çalmış olmalı. Eee sürmeyenin bisikletini sürerler tabi... Şimdiki çocuklar bilmezler, o zamanlar Dokuztaş, saklambaç, yakalamaç, mahalleler arası maç Ne günlerdi beee! Daha dün gibi aklımda. Şimşek çakınca şehadet getirip eve koşuverdim. Koşarken dizim üstüne evin eşiğine düşüverdim. Çok kan akmıştı dizimden. Düşe kalka büyüyenlerdenim ben. Bir sabah yine uyanmışım. TRT2’de haberlere bakıyorum. Bir tane uçak ’İkiz Kuleler’ denen Amerika ekonomi binalarını jilet gibi geçip gidiyor. İki bina tamamen yıkılınca Binlerce insan ölmüş oluyor. Bu olay müslümanlar üstüne kalıyor. İlluminati’nin yaptığını büyüyünce anlıyorum. Bir bayram sabahı kendimi kaybolurken buluyorum. Allah’tan, Tokat Kalesi var şehrin ortasında Matematiğim kuvvetli o zamanlar. Bine kadar sayabiliyorum. Kaleye bakarak evin yolunu buluyorum. 5-6 yaşlarındayım o zamanlar Yine göç ediyorum. Tokat ayağımızın altında denen bir eve Gıj Gıj Dağı’nın eteklerinde bir yere İki oda bir salon Hemi de bahçeli. Hoplamaya zıplamaya çok mekan var. Akrabalarımız korkarlar o evden geçerken Bazı bazı akşamlar. 9 yaşımda o evde sünnet oldum. Tahta masa ve sandalyeler vardı. Şimdi hiçbiri kalmadı. İşte o yaşlarda çıktım dağa Yanlış anlaşılmasın Kozalak toplamaya... Kendimi bildim bileli Okula yürüyerek gider gelirim. Ara sıra öğretmenlerim görürlerse alırlar işte. Ne de olsa onların altlarında arabaları var. Altımı hiç ıslatmadım Bu zamana kadar. Kış gelince Eve altım yaş gittiklerimi saymazsak. Göçmeye devam, kiracıyız dedim ya... Bu sefer okula iki dakika evimiz. Yanı başımızdadır Bakkal Halil Emmimiz Veresiye veresiye kiracıyız ölesiye... Ben de boş durmayı sevmeyenlerdenim. Yazları simit satar Eve bir nebze de olsa katkı veririm. Sepetim boyumdan büyüktür. Valla büyüktür. Çocukken sırtıma aldığım Koca bir yüktür. Yanlış hatırlamıyorsam 10 yaşımdayım. Saddam asılıyor Orta Doğu fokur fokur kaynıyor. Bense her şeye rağmen büyüyorum. Yazacaklarımdan habersiz büyüyorum. Ortaokulda da içime kapanığım tabi Sevdiğim kıza aşkımı Bisiklet üstünde itiraf ediyorum. Arkadaşımla mp3ümle takas ettiğim Freni tutmayan siyah bisiklet İtiraftan sonra, az önce bahsettiğim Bakkal Halil Emminin kaldırımına tosluyorum. Hiçbir şey olmamış gibi kalkıyorum ve Evime erken gidiyorum... Okul bahçesinde top oynuyoruz diye de dayak yiyorum. Acıtıyor ufacık ellerimi Haksız yere yediğim dayaklar, biliyorum. Tv’de gavura ’One Minute!’ diyen Bir başbakan görüyorum. Bana ne başbakandan! Ben yine kendimi göçerken buluyorum. Okula yine yakın, Hatta okul bu sefer ayağımın altında. Bir sabah uyanıyorum Belime kadar kar yağdığını görüyorum. Aradan yıllar geçiyor Kar yağmaz oluyor. Ben kar görmez oluyorum. Bir bakıyorum; kendimi lisede Edebiyat dersinde şiir okurken buluyorum. Normal bir öğrenciyim lisede Liseden önce kendimi her dönem Takdir alırken görüyorum Lisede ’Teşekkür Belgesi’ni rüyamda görüyorum. Bu matematik bizi kandırıyor hocam diyerek Kandırmışım kendimi Geç de olsa fark ediyorum. Bir kıza aşık oluyorum Şiir yazmaya başlatan bir kıza... Onun da payı var elbet bu satırlarda Muhtemelen O da aramızda. Lise sıralarında, ders aralarında Bazılarına göre o iğrenç sesimle kulak patlattım. Türk Halk Müziği’nden Caza... Lise de bitecek gideceğiz diyorum. Yaş 20 olmamış ama yolun yarısı mı Çeyreği mi eder? Orasını Allah bilir. Yıllar yıllar aynalar mı eski? Yoksa yüzlerimiz eskidiğinden mi ekşi? Hayat ne getirir bilinmez, Göçer giderim. Ön sözümü burada bitiriveririm... -Münzevİ |