ORMANDAKİ ESMER SERÇE
güneşin battığı yerde
ay kalbinden öksürür sevğilim sonra ben devreye girerim payıma düşen günlerden erkenci kuşlar gelir bir göçe zorunluluk derim bir tek onları isterim ve bir tek onları... gözlerimin tuz dağında boğazı acısın ekimin yirmibeşinin yutkunayım bu akşam üstü hıçkırığım da tutunsun sarı kollu yapraklara elime diktiğim gülün ağzından su veriyorum içimdeki göçebe çingeneye üşenmesem aglayacagım üşenmesem aç bir çocuk doyuracağım üşenmesem gecenin memesine soracağım ateş böceklerinin küskünlüğünü üşenmesem... üşeniyorum... yıldızlar bile korkuyor menekşenin renğinden parmağımın beşi gibi lacivertten sabahı görecek miyim ? güneşin kulagına elçi olacak mıyım ? bak diyebilecek miyim ? saçını son kez tara ve geç kalma o uzun boylu aynalara yorgunum alın terim üşüdü bu ekimde yorgunum o alnı açık namuslu günlerde sadece yorgun nabzımı tut molanı bana ver tek nazım bu kipritçi kuşlar tarar yanlızlığın ak saçlı dumanlarını yangınlarda esmer kanatlarım var benim bir şey derim penceremin gövdesine bak derim : ay kalbinden öksürüyor ekimin yirmibeşi üstelik gök yüzünü serçelere bagışlayalım mı ? son kez ıslık çalalım mı? ve son kez mezarlıklardan geçelim mi ? hadi... bir dilek tutalım o masallara o erkenci kuşlara... |
Çarpıcı imge ve anlatımıyla çok güzeldi çok...Serçelere bağışlanan şu gökyüzü bir zamanlar bizimdi diyebilenlere gitsin o halde bu şiir..
Kutlarım yetkin kaleminizi.Selam ve saygımla.