ÜÇ SAATLİK ÖLÜM
Kar kokar tombul çocukların yanaklarında
Bahar yosun tutar bir annenin yüreğinde Kuşlar ölüm dağıtır akla karşı Rüzgar kimin göğsünden doğar bilen yok İliklerine çiçeklerin Haya ve renk Çatlayınca dudakları yaklaşır iklimlerin En uzak köşeşi de kırılmıştır kalbin O bildik günlerin damarları tıkalıdır Mevsimlerin ortasında yaşayanların elleri Ölüme çağrılınca birden irkilir Yaşadıklarını pazardan satanlar üşüyünce Cumadan kalma esaretlere yaklaşırlar Cuma esir kalmış kime ne Fakat yalan denize dökülmez Şehir ışıklarını gömmüştür Yeni doğan çocukların kalbine Kalem kumardan kalma kurşunla vurulmuştur Divit elden Çocuk dudaktan Atılmıştır mezarlarına upuzun caddelerin Perdeleri açık şehrin topuklarında misafir kuşlar Karanlıklarla gelen başağrılarından Boğulmaktadır yakası açık köpekler Fakat yıldızları gökten çalan bellidir Ve şehir ölüme karşı haykırarak yatak odalarına dalarken Dökülen çocukların göğe bakışları gözlerden kaçmakta Gözlerinde denizlerin uykusuzluğu Baştan çıkarırken kadınları aynalara baktıkça Mağaradan çıkan sokak yüzünü buruşturur Çocuk aldanmış ödenek bitmiştir. |
''Herşey silinir gider.Geriye bir tek gerçekler kalır.''
Dostoyevski.