SÖZÜN SUSTUĞU VADİSuskunluğun en kuytusunda Saatin sesi kesildiğinde Hoyrat bir yalnızlık bırakır Hüzünden derlenmiş besteden Ay gülüşlü yıldızlar parlar Gecenin karanlık ve yitik Nemli izbelerinde Atlastan bir kumaş gibi Çekilmek gerek bu şehirden… …………. Yoksul ve bahtsız düşler Ateşböceklerinin sustuğu Yalnız üşüyen dağlarda unutuldu …….. Çelişir uykuya tezat bu rüya Yaşanan ve yaşanmayan arasında Bizi götürecek dalgalar yok Güneşin erittiği göl kıyılarında… ………. Kalp ağrılarını geçtik artık Kızıldenizde boğuldu Temize çekemediğimiz Kirli ve kibirli lekeler Kılavuz olmalı karşılıksız Yatağını bulamayan nehirlere Basit bir lisanla anlatılamaz Kodlanmış vebalı bu yaşam.. ………. Uğultusu değil mi bizi boğan? Hiç gelmeyecek nazende baharın Yüreğimizde düğümlenir şimdi Ay donanımlı yakamozun rengi.. ….. Yollara düşer güz yolcuları Eskimiş bir aşkın masalını Ücra kentin güneşinde eritirler Nabızlar suskun,ıssızlık melodisi Gözlerimiz söner sır güllerde Ne sevgi ne de şiir kalır Sözün sustuğu vadide… ………….. 11.02.2008 |
Sözün sustuğu vadide
Yüreğinize sağlık...
Tebrikler...