2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
917
Okunma
Kenara oturup demli çayımı içerken
Dünyanın ahvali ile kendimden geçerken
Ben kendime gelecek yapıp düşler seçerken
Gözümün önündeydi bu yakasız gömlek.
Bu benim alın yazım inandım iman ettim
Manevi hayale daldım da uzağa gittim
Düşündükçe kahroldum inan vallahi bittim
Tabutta, ne de yakışmış be yakasız gömlek.
Sevdalarımı topladım da bohçaya koydum
Bir anda kendime okunan bir sela duydum
Yaradanım’ın emridir deyip gelene uydum
Hayatımın içine koydum yakasız gömlek.
Bitmiyor hiçbir zaman yaşadıkça acımız
Yaş ilerleyince içimizde başlar sancımız
Telaşa düşer eş, dost, kardeş, akraba, bacımız
Doyumsuz bu gönlümü okşar, bu yakasız gömlek.
Kul Özcan’ım giden bu vuslata ben de daldım
Düşümdüm ebedi, örtecek bir gömlek aldım
Sıcacık gömleğe kendimi sıkıca sardım
O dünyada beni üşütme yakasız gömlek.
*
ABDULHAMİT ÖZCAN
5.0
100% (2)