S'ye Mektuplar 4
S’YE MEKTUPLAR
---4--- Kendimi bildim bileli bir başıma kalıp, kendimle vakit geçirmeyi sevmişimdir ben. Elimde içi çay dolu bir kupayla sessizliği dinlemek, gecenin getirdiği kasveti kalbime çekmek, eski ama unutulmamış/unutulmayacak ağrılı şarkıları hissetmek, duymak bana hep huzur vermiştir. Bu huzuru ben, gecelerde bulmuşumdur hep. Doğruydu sevgilim. Uykuyu öteleyip kendime zaman ayırmak şimdiye kadar yapmış olduğum şeydi. Seni geceme ortak etmeyi ben istememiştim. Bir süredir sessizliğin, yalnız içilen çayın, karanlığın ve hatta o eski ağrılı şarkıların bile bir anlamı var. Sen geldin karanlığa basa basa… Ama senin ortak olmanla eksilen huzuru dinlediğim şarkıların geceye yapışan harareti karşılayamıyor. O eksilen huzuru bana sen bile getiremiyorsun. Bana gönderdiğin fotoğraflardan bir tanesini aklımın baş köşesinde taşıyorum. Siyah beyaz bir fotoğrafta renksizsin. Gözlerin kapalı. Kirli sakalların var. Bir kısmı zamana meydan okumamış ve beyazlamış… Okumamış diyorum çünkü, beceremediklerinden değil. Daha çok, o bulundukları zamana meydan okumak istememişler gibi. Buna yenilmek demiyorsun sen, direnmek diyorsun. Direnirken fedakarlık ediyorsun. Görüyorum, sen bana bunu gösteriyorsun. Öyle bir masumiyetle koymuşsun ki kafanı, uyuyor musun uyumuyor musun bilmiyorum. Yanında kim var, o fotoğrafı kim çekti bilmiyorum. Ama yüzünde dehşet bir huzur... Dehşet bir huzurla zamana dokunmuşsun. Ve benim tek aklımda olan, o an tek düşündüğüm: Benim yanımda da bu huzurla uyusun… Tabiri caizse, tam tamına bir bebek gibi masum ve huzurlusun. Kim bilir ne düşünüyor, düşünde ne görüyorsun. Hayatımda ne değişiyor, ne değişti bunu da bilmiyorum. Kalbimde ve karnımda koskoca kelebekler var seni düşünürken ama. O kelebeklerle birlikte uçuyor uçuyor ve içimin farklı noktalarına çarpıp, içimde varsa bir gökyüzü, oraya geri dönüyorsun. Sevdalanıyorum sonra içimdeki bu tutkuya. İnsan kendine, kendi hissettiğine de sevdalanıyormuş meğer diyorum. Sonrası aklım başımda değil, içimde kelebekler… Ve içimde uçuşan siyah beyaz bir fotoğraf… Şimdi uyuyorsun ve ben düşlerini dinlemek istiyorum. Dinlediğim maviler, dinlediğim sabahlar ve yaşadığım her uykusuz gece… Kalpsizim. Aldığım yaraları, hissettiğimi inkar ettiğim sevdaya ben bulaştırdım. Ve evet, yaralarım var. Hep vardılar. Hep vardılar ve azalmayı istemediler, gün gün çoğaldılar. Umrumda değiller artık. Belli ki; ben seni yüreğimin ve hayatımın baş köşesinde istiyorum. Ve seviyorum. Seviyorum… ASENA GÜLSÜM GÜNEŞ |
Her zaman söz biter; is kalır geriye, içimizdeki yürek yangınlarından.