Garson…Garson… Çay getir yavrum Gelirken şiir okusun; giderken ağıt Ver yavrum… Oradan kalem, kâğıt Ben yazacak çok şeyler biliyorum. Kül tablosunu unutma yanında Unutmanın ne demek olduğunu biliyorum Gaz ocağı gibi sönüp parlayan sevgilinin hatırına Adam diye bildiğim pot ağız salyangoz sürülerinin Sülük gibi yamana kalan pervanelerin, Gül hatırına. Garson… Çay getir oradan Besmelesini çek; Karanfil, kekik kokusunu koy içine dağların hatırına Bakma sen benim kırık dökük olduğuma _İyi şiir yazarım ulan! Kâkülünü unutup kalçası çıkık kadına Seksen beş yaşında yirmiliğini çıkarmamış kadının sahibine İyi şiir yazarım ulan. Garson… Ulan imansız Parası olana yaver, parası olmayana gavur mu kesildin ulan Bana, bakma bakalım Kapı önünden geçenlere ağzının suyu akıyor Gözlerin karpuz peşinde..karpuz Dişlerin geviş getiriyor Psikopat. Ülen… Garson… Getirdiğin çayı döktün üzerime Yanmadık ulan Çok yangınlarda, kaç cenaze gönderdik bir bilsen Çok aşklarda güvercin uçurtup, kargaya aşk mektubu yazdığımı anlasan Posalı cay getirirdin bu şair denilen adama Parada istemezdin… Ben demledim kendi çayı mı İstemem artık başımda kraldan dayı Gidiyorum ulan Gidiyorum... Senin olsun memleket davaları. |
İstemem artık başımda kraldan dayı
Gidiyorum ulan
Gidiyorum...
Senin oldun memleket davaları.
HARİKA