Bir ev, bir araba, bir çikolata!
Bir ev, bir araba, bir çikolata!
Ne düşünüyorum, biliyor musunuz? bir rivayete göre, bizden önce yaşayan insanların, ömürleri bizden uzunmuş. Bazıları üçyüz-dörtyüz yıl yaşamışlar. Ömürler kısalmaya başlayınca, insanlar yetmiş, seksen yılda ölmeye başlayınca, panik başlamış, demişler ki, "ya, bu yetmiş seksen yıl yaşayanlar da, bizim gibi bir yer, bir küçük ev sahibi olmak için, çile çekip, yokluk içinde mücadele verecekler mi?.." Ah! be gülüm, sorunun yanıtı bizde elbette, evet, veriyoruz, vereceğiz, hem de öyle bir vereceğiz ki, gözümüz yanıbaşımızda olanları göremeyecek... Açlıktan ölen çocukları, tecavüz edilen, pazarda hayvan gibi satılan, aşağılanan küçük kadınları görmeyecek, kellesi kesilenleri umursamayacağız... Kahrolası hayat, bize bunları sunmuyor be gülüm, biz yaşamı bu şekliyle kabulleniyoruz... Direnmek, kabul etmemek, iyilik yapmak çok zor değil, mutlaka bir yolu bulunur, yeter ki sen yürekten iste, ama, yok senin mücadelen kısacık ömründe, başını sokacak bir evse sadece, eyvah ki eyvah, işte senin savaşın orada bitiyor gözüm... Hani, bitiyor dediysek ilk evin için bitiyor, arkası gelir bunun, derdin bitmez, bir ev daha, ikinci ev, birtane kızıma olsun, bir tane de oğluma, hadi oldu olacak torunu da... Oy! gülüm oy, bizler elbette ki savaşı bitmeyen, tükenmeyen "yiğitler" olmalıyız, ama, bu savaş, ev, bir ev daha, bir araba daha savaşı olmamalı. İnsan olma savaşı olmalı, dünyada ki tüm çocukların, ağlamadan, çikolatanın tadını öğrenme, yiyebilmelerinin savaşı olmalı... Dünyanın, tüm çocuklarından özür dilemeliyiz, savaşın bu olmalı, "Özür dilerim senin hakkını çaldığım için," "Özür dilerim sana şeker değil de, kendime sayısız araba, evler aldığım için, hadi beni affedin affedebilirseniz..." demeliyiz!.. He kurban, o küçük, yüreği sevgi dolu, mahsun adamlar bizleri affeder mi! şimdiden kendimize sormalıyız! Atilla Yüceak Aralık 2014 Araştırmacı Yazar -Şair |