Mızrap Izdıraplı
Bir insan çıkar karşına beklemeden ansızın
İçin sökülür dökersin avuçlarına Yaşamın anlamı dersin Bir bakarsın aldığın nefesi vermeden İnfazını vermiş dudakları Ve ardı sıra dizip hüsranları adımlarıyla Geldiği gibi de gidivermiş hayatından Sana kalan acısıyla yaşamak bir ömür sürgünde Ki çaydanlıkta demlenen çay kadar masumca İnce belli bardağa aşıkların İçince yudum yudum sevgiyi yakar genizleri Bitince de ardından çarçabuk siler izleri Ve dayanamaz ayrılığına Us’un Gammazlar seni yüreğine buluşmaya gelmeyişine İçerleyip döküverince yaz serinliğinde avuçlarına Günah tohumlarını yaş diye Durdur deli gönlünü kamçısını sallamadan Göster bedeninden çok kanayan yürek yaralarını Ellerin mızrabı ızdırabın da yüreğini kim söndürsün Üşüyorsun ama hiç uykun yoktur Canını çok sıkan hayatın kötülüğü olsa gerek Ne de çok olumsuzlukla sarılmışsın fark edemedin mi? Böyle bir haldeyken insanın yazması nasıl beklenir ki Yüreğinde bırakmalı sevgiyi dalga dalga yayılsın Ki sana gülümseyenlere de asla mesafe koyma Koyarsanda ki zaten o sen değilsindir Küsen umut olsada seni yalnızlığına terkedip gitmez ki Ne zaman gözlere baksan yüreğin takılır Kara kirpiklerle dü şeş’e gelirsin Oysa biz sevdikçe imkânsızlaşmaz mı sevda? O an kollarını açsa da ölüm belki baş tacı ederiz Cesurca geri adım atmayıp umursamadan Aslında doğmadık ölümdük bir beden de yaşayan Ve sarılandık ölüye, isyan ederek ölüme Düşüverseydi aklın bedeninden gölgen sıra Kalbin uyanır hınzır uykulardayken İnleseydi yer gök hikmetinden Musa denizi yırtarken Lakin yetinmedik yetmedik elimizde kalanla Tufana boyun eğip günahları hep başkasına yükledik Filiz filiz sürgün veriyor küflü isyanlar Ki isyanlarını bastın mı bastırıldı mı bilemezsin Ve öyle bir yerdesin ki mızrap ızdıraplı yüreğinin Şimdi ne çıkabiliyor nede kalabiliyorsun bende Ve yeşil kahve giyindi hazanda güz/eller Ne vakit ağırdan hafife alsan hayatı Hep eylüle takılır durur paytak adımların Siyah’iyi güneşte eritsen de S harfi inatla Siy/asiye tutunup yerinde durur Yutkunur kırk haramileri hiçe sayıp kurulursun kervanına İpekler sermek yollarına aşkın ibrişime dolanmadan |
Sevgi, saygı ve selamlarımla…
"Aslında doğmadık ölümdük bir beden de yaşayan
Ve sarılandık ölüye, isyan ederek ölüme..."
Çok güzeldi...
Esen kalın…