YAŞARKEN ÖLDÜM BEN
yıldızlar sönüyor gökyüzünde şafak söküyor sabah oluyor yine
ben ise doldurmuşum hasretini kadehlere içiyorum delicesine her gelen diyor kim bu serseri ne anam ne babam tanımıyor beni kopardın yüregimden sevgiye sevilmeye dair ne varsa herşeyi mutlumusun şimdi söyle sevgili yaşarken sen öldürdün beni sen... yitirdim kendimi bir gönül selinde arasamda bulamıyorum bırakın beni bana dostlarım benden hiç bir fayda yok artık tutunacak dallarım kırıldı gitti bir sevda masalıydı oda bitti içerim kan ağlıyor şimdi nasıl kıydın canıma hiç düşünmedinmi sürükledin umutlarımı acımadan ateşlere attın vefasız sevgili kaldırım taşları yastık oldu başıma geceyi çektim üzerime kartaneleri süslerken şehrin ıssız sokaklarını ben üşüyorum anne ne sevdalara yelken açtımda olmadı hayatıma hiç güneş dogmadı benmi yazdım anlıma bu yazgıyı benmi doldurdum gözlerime yaşları ruhumu bedenimden sessizce söküp alında bitsin bu çile dolu hayat rotasını kaybetmiş gemi gibiyim demir atacak limanım yok artık aklımı kaybettim ben tanıyacak sahiplenecek kimsem yok benim tek hatırladıgım bir şey var oda uçuruma itilen sevgi dolu kalbim paramparça edildi duygularım insafsızca yıkıldı kurdugum hayallerim tek tesellim var oda gün geçtikçe büyüyen kin ve nefret dolu hislerim sana yazdıgım mektupları okursun belkide odanın kuytu bir köşesinde gözlerinden birkaç damla yaş dökülürmü aceba yaptıklarını hatırlayınca öyle yükselerde gezerdiki hayallerin bakmaya bile cesaret edemezdim nasıl düştüm ben bu aşk oyununa kurtulmak istesemde kurtulamadım işte sapladın bagrıma bakışlarında gizli tuttugun öldüren sevda zehrini uzaklara bakıp dalıyorum sebepsiz ve nedensiz bir beklenti var içimde rüzgarlara kapılmış savrulan saçları birde gülümseyen yüzü var sadece ne bir insana nede her hangi bir varlıga benzetemiyorum yaklaşan canı durmayan zamanın kendisimi yoksa ruhumu alıp gökyüzüne çıkaracak melekmi hayır bu benim doğmayan güneşim gülmeyen yüzüm umutlarımın elçisi olmalı E R K A N |