Dilber-i şaşa
Ahh...Şu dilber-i şaşa aştı benim cürmümü,
Yiyerekten tüketti nazenin şu ömrümü. Eyledi yerle yeksan gönlümdeki tahtını, Karartsınlar onunda benim gibi bahtını. Ben ki: yar deyince şu sinesi parçalanan, Sen ki: ardan habersiz, tenhalarda harcanan. İrin diye dökersin verseler aşk şarabı, Talan olmuş gönlümün bana kaldı harabı. Aşka fiyat biçmişsen gönül hangi yoldadır? Ara, feza-i zulmet, belki aklın ordadır. Gel artık yar-i dilber bu illerde naçarım, Sen yoksan bu gönlümü ben kimlere açarım. Yaz alnıma yazımı, eyle kalem kaşını, Dey elin gamlı yüze sil gözümden yaşını. Bu gam-ı şahın yolu, kimdir konup göçeni? Ben aşkın yanmış külü, sensin yakıp geçeni? Şu divane Mecnun’un çöllerine muhtacım, Boğuldum yaşlar ile belki bundan hicabım. Misali yar yar çeker, eller göğe yöneli, Hiç gülmedi gülmezde yar yönüne döneli. |
.....