ISSIZLIĞIN SIĞINTI KOLLARINDA
Hicap ettiğim o devasa boşluğun nihayeti
Oysaki nazarında bir çiy tanesi Aşkın rüzgârında savrulan. Kıdemli bir var oluşun tek imgesi Adımı çağırırken hüsran en uzaktan Sesimi duymaz iken bir Allah’ın kulu. Çırpınışlarım ve soluk kaderim Yoksunluğum hatta yokluğunun Yürekteki izdüşümü. Katmerli ola ki yalan Sonsuz deme sakın Sığmaz yere göğe ettiğim kelam. Rütbem ayrılık Yolum Hak yolu Belki de kocaman bir halka Boynumda asılı duran. Çoktan çektiler ipimi Çok zaman oldu vereli hükümlerini Issızlığın sığıntı kollarında Muhafazalı dünyamın koridorlarında Per perişan bir benlik Defalarca küllerinden doğan. Üslubum nasıl durağan O kimlik ki kayıplarda Sığdırabildiğim kadar içine hicran. O asude varlığın peşinde bir kere Bazen sona ermek olsa da Aslolan değil midir ermek hidayete. Alabildiğine efsunlu şu âlem Olabildiğine eşlik eder dost bildiklerim Hançerlensem de yürekten Sevgi her dem vazgeçilmezim. Nazarında niyazında yankılanan çığlıklar Sığınmış iken savurur rüzgâr. Savrulmak olsa da bedeli Her birimiz değil miyiz Hayat denen yolun neferi. Yanık bir türkü kadar yakan bağrı Hala çözemediğim varlığımın Onca teferruatı. Yüklü yürekler alabildiğine Kim bilir neler saklı en derinde Onca insan onca yakarış biteviye… |
Normal olan davranışlar eleştirilir oldu.
Seven, hak yolunda olan, yardımsever olan kınanır oldu.
Enayilik adı insanlık yerine kullanılır oldu...
Ama doğru olan davranış, eleştirilse de vazgeçilmez...
Yanlıştan da örnek alınmaz.
Kutluyorum Kızım.