DOST KERVANININ KAHYASI GÖNÜLLERİN AĞASI- RAHMETLİK HACİYLİN TURANYuvarlak iri gözleri vardı gözlerinin üstünde kömür siyahı birer tutam kaşları vardı hiç kimseyi kırmazdı maddi durumu iyi olduğu halde kimseye tepeden bakmazdı sokaklardan geçerken kapıdaki çocuklarla şakalaşır en azından adını sorardı harman kalkama zamanı bi keyifli olurdu onunla karşılaşmak çağırırdı çocukları doldururdu eteklerine buğdayı bisküvüt alın sucuk alın derdi en çok ta medetlerin laza takılır KAÇ SEFER la derdi o da on beş sefer derdi hadi git la der takılırdı güzel saz çalar deyişler söylerdi köyün orta yerinde köyü doldururdu Ağustos sıcağında yukarı harmanlıkta biçer döverler harmana yanaştı garip bir durum vardı köyün duran ağası patos yerine harmanı biçere veriyordu meğer harmanı bir an önce kaldırıp gurbete gitmek istiyormuş oturmuş dinlenirlerken ben dedimki: gözlerin şişmiş duran emmi açtı ayaklarını gösterdi, ayaklarım da şiş dedi harmanı kaldırıp ALMANYA YA gidecem dedi o zaman anladım biçer harmanda ne arar meğer amansız bir hastalığın pençesine düşmüş köyün duran ağası ondan sonra hiç görmedim ta ki sömestri tatili olacağız şubat ayı felaket bir kış okuldayken aldık kara haberi gönüllerin ağası ,köyün ağası ölmüş en çok da çocuklar ağladı üzüldü bir kış bir kıyamet en son görmek istediler yüzünü kurşunlu tabuta koymuşlar meğer ağayı zannederim kimse göremedi yüzünü gavur ellerinde ilk kayıbımız zaten köyün duran ağası gidince görkemli mabetin çatısından bir büyük parça kopmuş gibi oldu ondan sonra köyün ne tatı ne tuzu kaldı köyün yaşlıları hepsi bir biir birinden değerliydi Duran ağanın yeri de bir başkaydı Bir kez daha rahmetle anarız mekanı cennet olsun nur içinde yatsın.....a.a |