Sen Giderken
Sen giderken,
Ben sustum ardından. İstanbul anlattı, İstanbul konuştu. Çünkü İstanbul, Binlerce yıldır, Milyonlarca aşkın, Öyküsünü duymuş, Hikayesini okumuştu. Senden için bana; Beyninde ve yüreğinde, Sesler o kadar kalabalık, Ve o kadar yüksek ki, Konuşma sakın, Seni asla duyamaz, Şimdi sağır diyordu. Anladım ki İstanbul, Seni, beni, bizi, Yani sevgimizi, Çok iyi biliyordu. Bu yüzden bana, Biraz sabır diyordu. Sen giderken, Ben baktım ardından. Deniz anlattı, Deniz konuştu. Çünkü deniz, Binlerce yıldır, Kollarına sığınan, Hüzünlü sevdaların, Öyküsünü duymuş, Kendisine atılan defterlerden, Nice sevgi hikayesi okumuştu. Senden için bana; Sakın gitme ardından, Yolundaki ışıklar, Şu an o kadar parlak ki, Seni asla göremez, Şimdi bir kör diyordu. Anladım ki deniz, Seni, beni, bizi, Yani sevgimizi Çok iyi biliyordu. Bu yüzden bana, Biraz sabır diyordu. Sen giderken, Ağladım ardından. Yaşlı martı konuştu, Yaşlı martı anlattı. Çünkü yaşlı martı, Binlerce yıldır, Müthiş bir sevda masalının, Öyküsünü dinlemiş, Hikayesini okumuştu. Dedi ki bana usulca, İstanbul’a bir baksana, İstanbul kız kulesine, Kızkulesi daima denize, Deniz İstanbul’a bakar. Sevda yaman bir mesele, Kim dokunsa kendisine, Herkesin canını yakar. Anladım ki yaşlı martı, Seni, beni, bizi, Yani sevgimizi, Çok iyi biliyordu. Bu yüzden bana, Biraz sabır diyordu. Blueangel/13.12.2014 |