BAHSET BANA SEVGİDEN
Kır yüreğinin kalemini,
Unut yeryüzünde ki tüm dilleri, Sil aşka ,sevgiye dair ne kadar sözcük varsa,... Sil ki başlasın zamanı ruhunun, Dile gelsin ruhunun yüreği, O konuşsun o anlatsın her şeyi, Aşk neydi? Nasıl bir şeydi? Hatırlasın yeniden… Gidip bir kor alsın ruhun avuçlarına, Kalu belada kalan o aşktan, o sevgiden, Zümrüdüanka gibi yana yana,alıp getirsin, Ve uzatsın ruhumun ellerine gözlerinde bir damla yaş, Desin ki “ Bitti artık bitti benim verdiğim bu savaş.” Haykırsın etraftaki meleklere ruhun, Tavaf edelim desin kaf dağında ki kabeyi, Yıkıp attım desin yıkıp attım, Yeryüzüne ait ben denilen o harabeyi. Kır yüreğinin kalemini, Yak yeryüzüne ait yüreğinde ne varsa her şeyi, Ara bul çocukluğunu afetsin bağışlasın seni, Versin sana masumiyeti, saflığı yeniden. Arınsın ruhun yeryüzüne ait bütün kirinden, İşte sen o zaman gel de bahset bana sevgiden. Gözlerinde o çocuksu onur, ruhunda o parlak nur, Desin ki sen varsan ruhum yeniden hayat bulur. Gel el ele geçelim zümrüdüanka kuşu gibi güneşin içinden. Onun gibi olmayan, Kül olmayı bilmeyen Ateş olup yakamaz, Ateş olup yanmayan gerçek Aşka bakamaz. Asiye Taşkın/18.09.2016 |