velhasıl
velhasıl biz
buz gibi rakılarımızı doldurduğumuz çay bardaklarında güzel günlerin hatıralarını yüzdüren sıradan insanlardık geçmiş yüzyılların korkunç ve ahşap mahalleleri yok eden yangınları misali iyi kısımlarımızı alev alev ihtiyaç hasıl olduğunda kendimiz yakardık elimizde yarım ekmek arası bir şeyler varsa bir ziyafet iştahıyla ısırarak gurub vaktini daha kolay beklerdik üstelik sevimli istavritler veya külhani lüferler hasbıhallik ediyorsa akşam soframıza çay bardakları daha şen çınlardı diplerinden birbirine vurduğumuzda arkadaşımızın romatizmasına meteoroloji tahminlerinden daha fazla itibar eder ilk damlaların düşmesiyle havaya yayılan toprak kokusuna ekmek gibi iç çeker ve yağmurlarda ıslanmayı severdik yani biz yanık kokusunu fark edip mangalın üzerinden aldığımız bir dilim ekmeği kararmış yerlerini bıçakla kazıyarak ağzına atan ve sohbetin en cafcaflı yerinde atılan kahkahalar daha denize düşmeden derinden gelen klarnetin sesiyle gözleri dolan gayet sıradan insanlardık ve gayet sıradan insanların yapacağı gibi yeri geldiğinde kimseye göstermeden hıçkıra hıçkıra ağladık… (Kitap: Kelebek Ağrısı) www.edebiyatdefteri.com/kitap/kelebek-agrisi-beyan-i-menazil-88876-kitabi/ |
Ve şiir çok güzeldi..
Hepimiz sıradan insanlar değil miyiz aslında..