SENSİZLİĞİN SİMASI
Bir daha doğmayacak sabahların îması
Simsiyah gecelerdi sensizliğin siması Bir müddet unutmaya çalışırsın diyordun Yokluğuma katlanır alışırsın diyordun. Tadım tuzum yok artık ne gün kaldı ne gece Nefes almak ızdırap yaşamaksa işkence Çıkmaz sokaklarında yürüyorum bu aşkın Encamında günbegün çürüyorum bu aşkın Nar-ı hasrete düştüm yaralarım şifasız Düşlerim bölük pörçük uykularım vefasız İnkâr etmek ne acı itirafıysa ölüm Kurudu pınarlarım uçsuz bucaksız çölüm. Sönüp gitmiş ateşim kıvılcım yok külümde Hicranımda tükenip bittim kendi gönlümde Senden gelen dert bile nazarımda baş tacım Vuslatına müptelâ gülüşüne muhtacım Bir hüzzam beste çalar kirpiklerim nemlenir Efsunlu anılarda hüzünlerim demlenir Anda tükenir zaman sensiz geçen gün kayıp Çileyi kuşanırım gözyaşımla yıkayıp Kırılmış hayallerin ardı sıra gezerim Gölgeme nişan alır kurşunlara dizerim Puslu bir hava gibi bürür beni yokluğun Peşinde bir meçhule sürür beni yokluğun. Koskoca bir sensizlik büyürken ellerimde Kaybedilmiş umutlar savrulur küllerimde Parçalara bölünür un ufak dağılırım Ciğerim delik deşik öylece yığılırım. Yaşamak haram bana aldığım nefes zehir Her gece üzerime yıkılıyor bu şehir. Hasan Hüseyin YILMAZ |
Çok hoştu, keyif aldım.
Tek kelime ile muhteşemdi.
Ayakta alkışlıyorum, tebrikler. :))
Elinize, emeğinize o güzel yüreğinize sağlık, kaleminiz daim olsun.
Bu güzel eserinizi bizlerle paylaştığınız için size teşekkür ediyorum.
Sevgi, saygı ve selamlarımla…
Esen kalın…