Bu Kadarı Fazla
Tahta iskemle üzerinde ince belli bardaktan sıcak bir çay yudumluyorum
Dizlerim bükülmekten ağrı sızı içinde Eğilmekten kamburu çıkmış sırtım bir fidan gibi eğik Ve direğimin çürümüş yerlerine gömdüğüm ne kadar senli hatıra varsa masamın orta yerinde Sere serpe Darma dağın Eften püften hikayeler takılıyor kirpik uçlarıma Çoktandır kapamadım göz kapaklarımı Denizleri izledim bir mühlet Naralar attım Ve çokca sövdüm kumların üzerine yazılı adını silen dalgalara Manzaram çıplak bir kadının bedenini aşkla seyretmek gibi Hassas, narin ve naif Dokunmak cesaret ister. Dokunmak, önünde devrilen şişeleri çıplak ayaklarının ucuyla itip ölüme yürüyen bir kadın kadar keskin. Yine aynı kesik yüreğine girmeye çalışmak gibi kaybetmiş bir adamın Sahil şeritlerinde yosunlara basa basa Maviyi aramasından ibaret İbadet eder gibi tüm şehri bir kadın üzerine hapsettim.. Oturdum tahta iskemle üzerine, Bekledim Çayım hala soğuk Ve sen yine yoksun Bu kadarı fazla... |