AŞKI NE BİLESİN (Petra'ya Mektuplar)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın 2 Yıl evveldi ayrı binalardan çıktığımızda karşı karşıya geldik, her zamanki gibi yanakları al aldı,Hani şu Anadolu’nun büyülü toprakları gibi,yürüyordu asaletin başkenti.İlla bilmeliydim ismini,illa onu tarif etmeliydim,illa sormalıydım birilerine.Her gün aynı saati kolladım yine karşılaşmalıydım,belkide bu sefer yüzyüze gelecektik,belkide başını hafif öne doğru sallayarak iyi akşamlar selamı verecekti sessizce. 2 yılımı aldı ona kavuşmak ve nihayetinde bu gün öğrendi bakışlarımda ki art niyeti ve aşkıma aşkıma vurdu. Ciddiyeti sorgulandı ve şakadan sev dedi, ciddi olamazmışım…Eyvallah, Eyvallah, Eyvallah…
Ey yüzü akşam güneşinin kızıllığı gibi olan Petra… Öyle olsun…seninle az konuşacağım ama bil ki çok yazacağım Beklide yazdıkça kendime kızacağım… Şaka olmalı diyorsun ya, aşkla şaka olmaz bilmelisin, Sonra sana doğrulttuğum kalemimi ilham doldurur Ve tetiğe bastığında patlayıverir her ne yaşadıysam… Ey namazda bile aklıma düşen en güzel günahım; Şimdi kimden sorulur benim bu ahım. Saatler altıyı vurduğunda çekip bir meçhule gidişin var ya Bir ölünün musallada bekleyişi gibi geliyor bana, Sabahları güneşin doğuşuna şükretmem senin yeniden gelişinin müjdesidir. Ey her bakışında boynumu öne eğdiren Petra; Altın halkalar eritiyor parmaklarını. Öyle kolay geçmiyor günler, düşlerimde ay gibi benimlesin hiçbir kabus seni benden alamaz bilesin… Ey bakışları aşkı müjdeleyen Petra Sen sevilmemişsin ki aşkı ne bilesin… |
Büyük keyif aldım.
Emeğinize, yüreğinize sağlık, kaleminiz daim olsun.
Esen kalın…