Hatıra
Ve yine burdayım...
Senin uyuya kaldığın yerde... Kalk be adem! Kalk! Kalk da görevini hatırla... Görev neydi? Görevimizi bize unutturan neydi? Sokaklardaki kulağa ters gelen yankılar mı? Yoksa namahrem denizindeki gözler sandalı mıydı? Sanki o bize öğüt gibi işlenen mutluluğumuzu unuttuk... Unutmakla kalmadık ters yüz olduk... Hatta hiç unutmam ruhumuzda bir ışıktı sanki ezanlar karanlığı bastıran... Koşardık çocuklar gibi, Bir elimizde kalem gönlümüzde iman... Ama yürümüyor ayaklarımız o mutlu bahçeye artık... Neden diye soruyoruz kendimize... Neden ağlıyor o makber üstümüze? Neden cevapsız tüm sorular? Bildiğimizi terslemek neden? Anlamıyorum bazen kendimi... Dinliyorum ruhumdaki sessizliği ve haykırıyor bedenim: Artık dön! Dön ve kendine bak... Bu sen misin ey çocuk? Sokaklarda gülücüklerle koşuşturan, Bir tebessümle mutlu olan, Düşünce ağlayan,biri kaldırınca yüzüne geçer yavrum deyince koşan, Bu sen misin... |