Yumuş Buyurma Anne
//Yumuş buyurma anne, acelesi var
Ecelimsi düğünümün Bilirsin, sevmem ama Çeyiz düzmem lazım// Aynadaki mankurta Yetmiyor artık Dev bir soru işaretinin gölgesinde kalmış cevaplar Üflediğim sular içmeden donuyor Yanıyorum Silgim yetmiyor Rezerve edilmiş acıları silmeye Arttıkça artıyor, hissetmiyorum Sağ elimi sol elimle kırıyorum Sol elim şikâyetçi benden Her şey bana ilham, tuhaf şiirler yazıyorum Şiirler alınıyor Şairler kalem kırıyor Ahmakıslatan oluyorum Özrümü kabul edin Kendimi ıslatıyorum sadece Aşk denen bir şey varmış duyardım Öğrendim ki diğer adı kâbusmuş Vazgeçiyorum // Anne şiir yazıyorum, kızıyor musun// Havva’dan miras kalmış Âdemsiz kırk yıl Mükellef sofralar kuruyorum Kurtlar uluyor… Geçliğim rehin kalmış çocukluğumda Ömrümü veriyorum takas kabul etmiyor Ederi nedir diye soruyor alıcım Bedelsizim… Bir yolcu bekliyorum azığında ölüm olan Aheste aheste geliyor Hadi gidelim diyorum Oysa O yana baksam korkuyorum // Yumuş buyurma baba, bilirsin tembelim Soru da sorma Bilirsin Cevap veririm // |
hayat bir devr-i daim makinesi
çocuklar da gün gelir aynı duygularla yazar mı acaba
kutladım