SAVRULA, SAVRULA...
Savrula, savrula, dalgın yürüyordu.
Kolları pervane, etekleri kanat. Acılar içinde bile gülüyordu, “Dur be” dercesine, rüzgârlara inat. Yâre ulaşmayı edinince murat, Bazen bin karış oluverirdi surat. Kusur ise kusur, inatsa da inat, Belki anlar gönül, buyur da söz anlat. Düşünür mü seven yanacakmış canı, Kara sevda olmuş yar, dini, imanı, Kopsa ne olur ki kalbinin bir yanı, Ey sevgili! Kopar, senin o, al kanat. Ocağında yanar, taş da, kömürde, Potasında kaynar nicesi demirde, Kandil körü umut, tükenir ömürde, Yaşamayan bilmez, birazcıkta sen tat. Yanmış kömürlerden birisi diye say, Akmış demirlerden birisi diye say, Bitmiş ömürlerden birisi diye say, Sil, süpür, savur da çok uzaklara at. Üstümde bitmesin, otlara kıyamam, Ecrime de başka ortaklar koyamam, Adının zikrine neden ki doyamam, Yüreğimde salât, dilimde salâvat. Mümin ÜSTÜN |
Kutluyorum Kalemini hocam
Yüreğin var olsun
_______________________________________________Saygılar selamlar